doğum günüm2

Doğum Günüm

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Doğum Günüm

Bugünü sıradan günlerimden ayıran neydi? Daha düne kadar her sabah 9’da uyanıp otobüsle işime giderdim. İş dediğim de memuriyet hani her vatandaşın ulaşmak istediği yegane iş. Kravatlarım var düzinelerce , ütü yapmayı gayet iyi bilirim.Her sabah İşe gitmek için mesaiden iki saat önce kalkmak gerekir. Her gün akşam işten eve dönüş çilesi de tam bir fiyaskodur hep fakat dünkü otobüs yolcuğundan sonra gidemedim işe. Bu sabah benim doğum günüm.

Saat 18’di ve Ankara’nın gri kış günlerinden biriydi, otobüs bu kez fazla bekletmedi beni on dakika da önümdeydi tüm ihtişamıyla! Tıka basa dolu bir otobüstü ve keskin kokuların burnuma doğru saldırdığı sıradan bir yolculuktu. Otobüsün içerinde ayakta ki her yolcu kendini yakınında yer alan tutunacak bir yere sabitlemişti ve oturan yolcular ise bir nebze mutlu görünmekteydi.

Bir saatlik yolcuğumun ortalarında yakınımda yer alan koltuklarda oturan bir yolcu dikkatimi çekti. Kır saçlı, gözlük camları sararmış, eskimiş bir fötr şapkası olan bu yolcu nedense günümüze ait değil de yıllar öncesinden bu otobüse ışınlanmış gibi duruyordu. Elinde Osmanlıca-Fransızca bir kitap vardı, göz ucuyla takip ediyordum. Sayfaları hızlı geçiyordu. Neredeyse bin sayfa kalınlığında olan kitabı hızla bitirmek üzereydi. Pür dikkat bu yolcuyu izliyordum. Cebinden çıkardığı antika sayılabilecek dolma kalemle notlar alıyor, kalemle işi bitince kendine özgü bir biçimde paltosunun cebine koyuyordu. Yazmış olduğu notları kitabın arka kapağında biriktiriyordu.

dogum gunumDoğum Günüm

Çoğu zaman ayakta biten yolculuğum bu kez farklılık gösterdi. Fötr şapkalı yolcunun yanındaki koltuk boşaldığında kendimden beklemediğim bir çeviklikle kendimi yanında ki koltuğa attım. Sanki otobüste değil de evinde okuyormuşçasına hiçbir şeyden etkilenmeden kitabını okumaya devam ediyordu. Az çok okuduğu kitabın bir sözlük olduğunu anladım. Peki neden sayfaları bu kadar hızlı geçiyordu. Sadece tanımak için kitabı eline almadığı her halinden belliydi.

Kitaptan düşen bir not kağıdını hemen yerden aldım ve fötr şapkalı yolcuya uzattım. Nazikçe teşekkür etti, beni bu zahmete maruz bıraktığı için özür diledi. Ben söze devam etmek istercesine ‘’öğretmen misiniz’?’ diye gayri ihtiyari sordum. Başını yolculuk boyunca ilk defa kitaptan kaldırdı, bana dönerek ‘’hayır öğretmen değilim olmak isterdim ama ‘’ dedi. Bende üsteleyerek peki ne iş yapıyorsunuz dedim. Biraz duraksadı bu ikinci sorumu beklemiyordu. Tek kelimeyle cevap verdi ‘’sahafım’’.

Ben heyecanla konuşmaya devam ettim, yolculuktan bahsederek başladığımız konuşmamız kitaplarla devam etti. İneceği durağa geldiğimizde tereddütsüz evime bir saat yürüme mesafesini göze alarak onunla indim.

Bir kafede çay eşliğinde konuşmaya devam ettik. Gençlik döneminde beş parasız Avrupa’yı gezdiğini yıllarca Fransa’da kaldığını, Fransızcası kadar Almancasının da iyi derecede olduğunu anlattı. Kitaplara tıpkı bir insanmış gibi nazikçe davranıyordu. Okuduğu kitap Fransızca-Osmanlıca sözlüktü ve o bu sözlüğü ezberlemişti. Bir sahaf dükkanı hiç olmamıştı. İstanbul ve Ankara’da ki çoğu sahaf onu kaşif ismiyle tanırmış. Evinde özellikle antika kitap tamiri yapıyormuş ve en önemlisi de harika bir koleksiyonu varmış.

[geo-post target=”true” id=”6769″ label=”Önerilen Yazı”]

Sohbetimiz bir saate yakın sürdü. Böyle bir hazineyi bırakmak kolay olmadı, tekrar görüşmek üzere vedalaştık. Evime doğru yürüdüğüm bir saat boyunca uzun uzun düşündüm. Hangimiz gerçekten yaşıyorduk? Kaşif mi? Ben mi?. Öyle ki ben sadece nefes alıyormuşum gibi hissetmeye başladım onu tanıdıģımdan beri. Namıdiğer Kaşif’e nasıl ulaşacağımı çok iyi biliyordum. Tez zamanda onunla koyu bir sohbete dalmak istiyordum. Bu gece yastığa başımı koyduğum da ne yarın ki otobüs yolculuğu şimdiden midemi bulandırıyordu ve ne de sabah işe gitmek için kurmam gereken bir saatim vardı.

Özgürlüğümün doyasıya tadını çıkarıyordum. Aslında bu değişimi çoktandır bekliyormuşum ve ihtiyacım olan sadece gerçek bir sebepmiş. Şimdi en doğru sebebi bulmuş oldum. Bugün benim yeni hayatıma doğum günüm. Vakit kaybetmeden okumalıyım, keşfetmeliyim. Henüz vazgeçebilecekken…

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Doğum Günüm

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!