Ömer Usta

Ömer Usta

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ne zaman kaçıp gitmek istesem; eski bir kasabanın önünden geçer, Ömer ustaya bakar. Nizamiyenin hemen yanı başına oturur, hafiften kırılmıştır bakışları, duruşu kendinden yaşlı.

Yıllanmış birkaç çerçeve satar, cebinden çıkarttığı bilyeleri saksının içine koyar ve usulca güneşle beraber yolun karanlığına karışırdı. Gidersem bir gün, uzak diyarlardan gelmiş kırmızı şapkalı çocuklar ağacın yamacında belirir, yaprakların arasından süzülürlerdi.

Ömer Usta

Kırgın ve soluk bakışlarıyla her gün yaptığı gibi ki bu durumdan aldığı memnuniyeti hiç görmediğim hayatından yüzüne hiçbir ışığın yansımadığı Ömer usta. Buralarda öyle derlerdi ona. Acı çekiyormuşçasına bakardı gözlerime. Utanç duyardım. Herhangi bir sevincim varsa bunu saklardım.

– Bir çay daha

Elinde tepsisiyle gelirken yeni işe aldığı çırağını bulmak istercesine göz gezdirdi. Bağırıp çağırmak isteyen bir çehreye büründü. Sessiz, soluksuz kaldım. Hep böyle ezinç mi duyacaktım. Çok da tanımadığım aslında hep buralardaydım nedendir tanımadığım Ömer ustayı düşünür oldum bugün.

Kendimden çok yine. Hiç aşık olmuş mudur? Sevdiği kadın mı terk etti de her an keder dolu bakışlarının altında saf bir nefret yatıyordu. Peki ben, ben insanlara ne denli bakıyordum, onlar ne denli acıyordu bana? Dedim ya kendimden çok herkes oluyorum, kendimden uzakta yaşıyorum. Önüme bırakılan çaydan büyük bir yudum alıyorum. Dilim yanıyor. Tatsız tuzsuz olacak bundan sonra her şey. Kaç çay içtim, yavaş içtim akşama kadar. Param bitmesin diye çok da mühim değildi ancak gerekliydi.

Kimsenin kalmadığı o vakitte tüm yorgunluğunu çıkartmak istercesine oturdu yanıma. Gözlerini kapadı, sonra açtı.

Bana baktı ya da bakmadı öyle sanır oldum.

–     Sen neden buralardasın Ali

–     Bilmiyorum

–     İnsan ne yaptığını neden yaptığını bilmez mi?

–     Hiç soramadığım bir soru ve cevabı var sanırım onu bulmaya çalışıyorum.

Sıkılgan bakışlarını sararmış köşesinden yırtılmış takvim yaprağına çevirdi. O bu konuşmaların adamı değildi.

–     Sen hiç aşık oldun mu Ömer usta?

–     Seni daha önce hiç gördüm mü buralarda?

Duymamış mıydı? Her insanın gerçeklerden kaçma şekli farklı acılar aynıydı. Ömer usta öfkesine sığınır. Terzi Bekir çok güleç bir adamdır der karısı ardından ama çok acıların da adamıdır o diye ekler.

Ömer usta çırağa etrafı toplaması için öfkeyle bağırarak uzaklaştı yanımdan. Ardından söz edilecek ne bırakmıştı ki kendinden. Belki de kendinden bir parçası hiç olmamıştı hayatı boyunca.

Başıboşluğumu gecenin ayazına vererek rüzgarın peltek adımları eşliğinde yürüdüm. Tenhalık benzime karışmış ete kemiğe bürünmüştüm. Gölgemin ardına saklanmıştım. Belki de ben de kendi acılarımdan kaçıyordum.

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

2
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Ömer Usta

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!