Aptal puma sendromunu daha önce duydunuz mu ?
Pumaları hepimiz biliyoruzdur, hani şu kedigillerden olan. Biraz pantere biraz da kediye benzeyen bu yırtıcıların boyları hemen hemen iki metreye yakındır. benekli yırtıcı. Peki aptal puma sendromunu biliyor musunuz?
Birçok özelliği ile ünlüdür fakat onlar en çok hızlı, atletik ve kıvrak koşuları ile tanınırlar bu ormanların harika kedisi. avının peşine düştüğü andan itibaren giderek hızlanan ve vücudunun tüm eklem ve kaslarını ortaya koyan hareketlerini seyretmek bir zevktir. bu ölüm koşusu bazen pumanın, bazen ise hayatı için koşan kurbanın zaferi ile sonuçlanır.
Peki bir puma avının peşinden ne kadar koşar 10 dakika 1 saat yakalayana kadar ? Aslında hiç biri işte ormanların vahşi avcısını uygarlıkların ve medeniyetlerin kurucusu olan insana örnek yapacak olanda pumanın bu özelliğidir. puma avının peşinden sürdürdüğü “ölüm koşusunu” her zaman avının cüssesine göre ayarlar.
Yani bir ceylan ele geçirmek için koştuğu süre ile, bir tavşanın peşinden geçirdiği süre asla aynı değildir. çünkü puma akıllı bir hayvandır ve koşarken harcadığı enerji miktarı, avdan elde edeceği potansiyel enerji miktarını aştığı anda puma koşmaktan vazgeçer. yenilgiyi kabul edip başka av arar. bu nedenle ceylanın peşinden fazla, tavşanın peşinden çok daha az koşar.
İşte “aptal puma sendromu” bunun tersini yapan insanların ruh halini ifade etmek için, yani bir tavşanın peşinden yıllarca koşan, sonra da yakaladığı avı bir öğünde bitiren akılsızlar için kullanılır. Başarının sırrı pumalıktan, yani Başarı denilen kavram, çoğu zaman sarf edilen enerji ve sonuç ilişkisi arasındaki dengeyi hesaplayabilmekte gizli. Plansız bir şekilde belirlenen hedeflerin peşinden ısrarla koştuğumuzda; en büyük kaybın zaman olduğunu ve bunun telafi edilemez olacağını aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.