Üç aşağı beş yukarı, deyimler ile beraber anlatılan çok keyifle okunulabilecek bir roman. Aslında bu kitabı okuma nedenlerimden biri günümüz Türkçesinin yozlaşmasıdır.
Biz arkadaşlarım ile telefondan yazışırken bile merhaba, selam yazmak yerine İngilizce bir şekilde Hi, Hello yazıyoruz. Çok beğendiğimiz şeyleri bile kısaltıp garipleştirip Müq yazıyoruz. Bende bu kitabı okurken anadilimi daha da geliştirme ve günlük bir zamanda deyimleri kullanabilmek için okudum. Ve okurken çok zevk aldım.
Bu kitabın ana karakterleri aslında Erman ile Benan’dır. Bir gün onlara sürpriz bir şekilde anneanneleri gelir. Bakıcı ablaları gittiği için bir müddet onlara anneanneleri göz kulak olur. Anneanneleri İclal ablaları ( komşuları oluyor) ile konuşurken onlara gelen ablanın çocukları disiplinsiz bir şekilde yetiştirdiği anneleri Nihal hanım ve babaları Arif beyin işi nedeni ile pek ilgilenemediğini söyler. Açıkçası anneanneleri de b durumu fark eder ve bu durumdan gerçekten çok rahatsız olur. Çünkü çocuklar eve üniforma ile girerler, derslerini dinlemedikleri içi ödevlerini düzgün yapamazlar ve buna benzer sorunlar..
[geo-post target=”true” id=”9150″ label=”Önerilen Yazı”]
Şimdi de deyimler
Kitap bölümler halinde bir sürü deyim var deyimlerin altında anlamları da yazıyor. Ben çok beğendim birkaç tane örnek vermek isterim.
(Birine) Diş bilemek
-Birine zarar vermek için fırsat kollamak, hıncını gösterir durumda olmak.
Şeşi beş görmek
-Yanlış görmek, görünüşüne aldanmak
Tuzluya mal olmak
-Çok para vererek satın almak, çok pahalıya gelmek.
Kitabın arkasında Deyimler sözlüğü de var, herkese keyifli okumalar.
