Dünya’daki tüm kelimeler. Tüm kelimeler üstadım bir hayatı saklayarak hayata gelirler. Bu gelişleri ise herkese göre farklıdır. Ve bu kelamlar öyle bir araya gelirler ki bir ruhu bile yeniden inşa edebilirler. Bu inşa sürecini ise insan hissetmeden gerçekleştirirler. Bir kelime hem bir insanın içini rahatlatırken hem de ihtiyacı olan insana ise gerekli desteği vermektedir. Bunlar kelamların sihirlerini anlayabilmek adına bahsettiğim birkaç cümleydi. Hele bir de bu kelamların oluşturduğu bir toplumun yaşatacağı rahatlama haddini siz düşünün. Korkmayın toplum dediysem öyle alengirli bir şey değil bildiğimiz kitap işte. Bu kitaplar cancağzım çıktığı bir gönlün dışa feryadı olurken onu okuyana ise teselli eli oluyor. Evet, işte “Sade’ce Söyle” dedik biz de. Bu kitap içinde anlattığıyla da yazılırken yaşattıklarıyla da bir koca hayatı saklamaktadır.
Ben de arkadaşım, bir topluluk oluşturma niyetine girmiştim. Bu niyet nasıl başladı diyecek olursak hayatımın içerisinde yaşadığım o güzel sevgiyi içimde dolup taşarken bir yerlere aktarma ihtiyacıyla ele aldım. Çok mutluydum şiirlerden geçilmezdi telefonum kağıtlarım defterlerim ama düşünün ki nasıl yetmedi de kitap yazmaya niyetlendim. Bu kitabı yazarken en büyük niyetim ise beni bu güzel duygulara katan insana bir hediye vermekti. Yani bu kitap arkadaşlar hayatta sevgiyi yakaladığını düşünmüş bir gencin hayatını anlatmaktadır. Başlangıçta da bu kitabın akıbeti güzel görünmekteydi. Amma ve lakin bu durum böyle ilerlemedi ilerlememeliydi de çünkü güzel gördüğümüz her şeyin içinde insan eseri olduğu için mutlaka bir vefasızlık bulunacaktı. İşte bu kitap da bizlere özellikle de bana bu insanların gerçek yüzünü gösterdi. Hayatın yaşam çerçevesinde şekillenerek sonunu da hayattan alarak noktaladı.
Kitap Hakkında
Kitap hakkında spoiler vermeyi istemem elbette. Ama şunu söylemeliyim ki ana ve tek gayesi sevmek olan bu kitap, her ne yaşanırsa yaşansın ana gayenin sevmek olduğunu savunacaktır. İnsanların kirli gönüllerine maruz kalsa da sevginin değeri ve güzelliği eksilemez tıpkı elmas çamura da düşse yine elmastır. Sevmek denen şey arkadaşım, bana göre dünyanın tek ve ana gayesidir, Allah sevmeseydi Hz. Muhammed’i yaratmazdı dâr-ı dünyayı. Bir hırsız bile parayı sever diye hırsız olmaz mı, ya da bir katil insanları öldürür her ne sebeple olursa olsun bir sebebi yani sevmiş olduğu sebebi olmasaydı yapar mıydı? İşte cancağzım sevmek tektir ve biriciktir hangi pis ve nankör gönle girse de güzelliğini kaybetmez. Bu kitabımız da böyle kirli bir gönle giren sevginin çırpınışını anlatmaktadır “Sade’ce Söyle” diyerek haydi başarırsın mottosuyla bir ikna çabasına girmiş olsa da başardı veya başaramadı. İşte arkadaşım seviyorsan eğer sevmeyi bırak her ne kadar kirli insan da bulaşsa sen sevmeyi sev ve onunla haşrol. Gerisi o nankör ve vefasızların sorunu olsun.
Sonuç olarak bu kitabımız gerçek hayattan esinlenerek ele alınmış olan bir kitaptır. Hem vefasızlığı hem de sevgiyi içinde yaşatmıştır. Sizlere bu kitabı okumayı tavsiye ederim ve de en önemlisi ise sevmeyi, sevmeyi sevmeyi tavsiye ederim hayatın tek gerçeğinden uzak kalmak şüphesiz insanlığı da öldürecektir. Size kitabımın son dörtlüğüyle veda etmek isterim.
“Ondan ise bir kuple şiirdi sevdasına kalan,
İlk şiirdi bu ondan Ahu’suna bırakılan,
Tıpkı bir kitabın ilk sayfasına yazılmış gibi,
Ve sadece Ahu’ydu bunu okuyan…”
Kitabı Satın Almak İçin:
