Türkiye’nin en çok yarım bırakılan kitabı Tutunamayanlar Kitabı İncelemesini yapacağız. Tutunamayanlar, Türk edebiyatının en çok okunan ve yarım bırakılan kitabı desek yeridir.
Tutunamayanlar Kitabı İncelemesi
“Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.” demiş Oğuz Atay… Hayal dünyamızda hayal kırıklıklarına yer vermeyiz, ölmeden ölmeyi kim anlatabilir ki?
“İç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklıklarına yer yok.”
dedi Oğuz Atay. Hayal dünyasında insanların hayal kırıklığına izin vermediğini zaten biliyoruz. Selim ve Turgut hayallerinde olmayan şeyler yaşadılar. Ölmeden önce birkaç kez öldüler. Bu yüzden incelememe alıntılarla başladım çünkü bazı kitapların insanların hayatlarından alıntılar olduğuna ve alıntıların da yaşam deneyimlerinden doğan duygular olduğuna inanıyorum.
Oğuz Atay‘ın en özel ve bilinen eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, hayata ve hayata bağlılığına tutunamayan Selim karakterinin yok edemediği mutsuzluk, bekleyiş ve umut havuzundaki anılarını kaleme almıştır. Selim’in hayatı kırık bir bardaktaki su gibiydi. Yaşasa da yaşamasa da hayata tutunamadığı için ömrü bitmişti.
Aşk, sadakat, ölüm, saygı, güven, yalnızlık, iş, yaşam koşulları kısacası doğumdan ölüme kadar sıklıkla irdelenen bir eser gibidir. Sanki her karakter kitabı okuyan okuyucu üzerinde bir etki yaratmak istiyormuşçasına duygular yoğunlaştırılır. Karakterler, yazarın dediği gibi öldürülen ama hala hayatta olan insanlar. Arkadaş kelimesinin sözlük anlamı olabilecek Turgut’, Selim karakterinin hayatında önemli bir yer tutmuştur çünkü arkadaş kavramı ne şimdi ne de geçmişte bulunamayacak kadar değerlidir. Hayata tutunamayan ve arkadaşının ölümüne bir süre bile inanmayan Turgut, arkadaşı Selim’in gidişiyle psikolojik sorunlar yaşamıştır. Aşk ne kadar büyükse, verdiği zarar da o kadar büyük olur. Anılar söz konusu olduğunda hayat doğumdan ölüme bir kitap gibidir; sanki ölmeden önce bu kitabı görmüş gibi… Turgut’un hayatından bahsederken; İlkokul sınıfının zeki, kalabalık, kıvırcık ve duygusal. Okumayı seven ve belki de hayatını bir kitapta arayan, kitap emen bir insandı. Hayatının orta yaşlarında, arkadaşının acısıyla ne yapacağını bilememiştir. İnanamadığı ölüm, önünde kanıtlarla duruyor gibiydi. Sevilen birini kaybetmenin en büyük etkisinin, onun öldüğüne inanamamak olduğunu biliyoruz. Hayatın tüm duyguları kitabın sayfalarını ve satırlarını süsledi.
Arkadaşının bıraktığı yazılar ve mektuplar ise devam edemeyen hayatın son izleridir. Turgut bu sözlere kendini boğmuş ve arkadaşının ölümüne inanmıştır. Bir hayata değer veriyordu ve o hayatın değerine inanmıyordu. Oğuz Atay’ın bir sözü vardır; Seninle bir kez daha ağlayalım. Yaşanmışlara, yaşamamışlara ve hiç yaşamayacaklara… İşte insanın hayatı boyunca yaşadığı bir söz. Bu yüzden ağlamak bile belli bir noktaya gelmiştir çünkü ağlamayı yaşarız.
Eser o kadar derinden işlenmiştir ki karakterler ölümü bekler gibi yaşarlar ama ölmekten korkarlar. İnsanı kırık camdaki suyla değiştirirsek, azaldıkça azalır. Hayata tutunamayan Selim ortadan kayboldu. Turgut tutunduğu sürece. Hayata nasıl tutunamadığı hakkında yorum yapmayacağım çünkü kitabın ana teması bu. Derecelendirme hakkında söyleyeceklerim bu kadar.
Kitabı yaklaşık bir ayda zorlukla okudum, ilk defa aklımı zorlayan, düşündüren bir eserle karşılaştım. şunu söyleyebilirim; Kısaca özetlenebilecek bir çalışma değil. Her kelimesinde bir yaşam izi, her satırında bir duygu sezdim. Birçok alıntı paylaştım. Başka bir incelemede; Okuduğunuz kitapta altını çizebileceğiniz bir alıntı ya da yorum yoksa zamanınızı boşa harcamayın dedim ve şimdi iyi ki bu işe bir ay ayırdım.
Oğuz Atay’ın en bilindik eseri Tutunamayanlar. Hayata tutunamayan Selim karakterinin hayatından geriye kalan anılarını, umutsuzluğunu kaleme almıştır. Aşk, sadakat, ölüm, saygı, güven, yalnızlık, iş hayatı, hayat koşulları gibi konuları doğumdan ölüme kadar sık elenip ince dokunan bu eserde anlatılan her şeyi tamamen hissedecek, yaşayacaksınız.
Tutunamayanları okumak sizin bundan sonra okuyacağınız her kitap için bakış açınızı değiştirecektir. Size karşılaştırma yapabilecek fırsatı sunacaktır, 700 sayfa deyip geçmeyin asla yarım bırakmayın.. Keyifli okumalar
Oğuz Atay -Tutunamayanlar Kitabı Alıntı
“Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim.” dedi: “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
Ben seni görür görmez anlamıştım: bütün kaygısız görünüşünün altında, duygulu, içine kapanık bir insan olduğunu.
Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna…
‘Beni ya şımartın ya da kapı dışarı edin!’ diye bağırırdı. ‘Yarı içtenliğe dayanmam zor benim.’
Her nefes alışımda kalbim ağrıyor.
Benim için bütün oyunlar ,romanlar, hikayeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor. Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi. Yeni bir şey yaşamak ,yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum. Ön sözlerde yaşıyorum. Hiçbir yazar şaşırtmıyor beni: çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum .Gerçek dediğimiz dünyada ise kimin ne yapacağı belli değil. Her gün şaşırtıyorlar beni…Yazarlarımla yaşamak daha kolay
Sessiz bir anlayış…Gerçek bir olgunluk.
Kitap okuyamamak düşüncesi beni korkutuyordu.
Ben ölüyorum: görmüyor musunuz?
