featured

Bugünün Saraylısı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Yayın Tarihi:08.11.2013
ISBN:9789751030610
Dil:TÜRKÇE
Sayfa Sayısı:312
Cilt Tipi:Karton Kapak

Eser dört kısımdan ibarettir. Birinci kısım: “Düzce’den Gelen Kız”; ikinci kısım: “Pavyona Giden Kız”; üçüncü kısım: “Modem Hayat Saraylısı” ; son kısım : “Beklenen Kadın” adını taşır.

“Düzce’den Gelen Kız” kendi içerisinde sekiz bölüme ayrılmıştır. Esere İkinci Dünya Harbi yıllarında Gedikpaşa’da, hayatlarını güçlükle devam ettiren “Ata Efendi” ailesi tanıtılarak başlanır. Romanın ilk bölümlerinde, İkinci Dünya Harbi yıllarında Gedikpaşa’da

Maddi imkansızlıklar içinde yaşamak zorunda kalan bir aile, ev reisi Ata Efendi‘nin geçmişine ve akrabaları Yaşar Efendi ile alakalarına dikkat edilerek anlatılır. Önce Yaşar’ın Ata Efendi’ye gönderdiği mektubun sonra da Ayşen ile ilk karşılaşmasının aile üyeleri üzerinde bıraktığı tesir anlatılarak ailenin maddi ve manevi yapısı ortaya konur.

Ata Efendi

Ata Efendi ile Yaşar, hem aynı köyün çocuğu hem de akrabadır. Meşrutiyetten önce, bir paşa konağında aşçıbaşı olan bir babanın oğludur.

Eserde, Yaşar harp yıllarının getirdiği düzensizlikten faydalanarak zengin olur. Yaşar’a nisbetle dalıa karakterli, kültürlü, hayat tecıiibesi olan Ata Efendi ise güç bela geçinir; Yaşar’ın kızına gönderdiği para sayesinde maddi durumunu birazcık düzeltir.

Refik Hâlid Karay, yazı hayatının birinci devresinden itibaren siyasi ve sosyal brışıklıklardan faydalanarak haksız servet sahibi olan insanların hayatını -çok defa mizahi bir dil ile- eserlerinde işlemiştir. Bu romanda da,
İkinci Dünya Harbi yıllarında kaçakçılık sayesinde çok zengin olan Yaşar’ı, kızı ile münasebetlerinin hazırladığı imkan nisbetinde anlatır. Zira, romanın asıl kahramanı Yaşar’ın kızı Ayşen’dir. Ayşen üvey annesinin ölmesi neticesi yalnız kalmıştır. Yaşar işi icabı devamlı olarak memleketi olan Bolu’nun dışındadır. Kızı ile ilgilensinler diye Ayşen’ i istanbul’ da oturan akrabası Ata Efendi’nin yanına gönderir.

image001123 1 1

Ata Efendi, Yaşar’ın henüz tanımadığı kızını karşılamak üzere Haydarpaşa garına gider. Küçük bir çocuk beklemektedir. Genç bir kızla karşılaşır ve ne yapacağını şaşırır. Fakat ilk nazarda kızın güzelliğinin tesiri altında kalmıştır.

Ayşen, akrabasının evine getirdiği hediyeler ve babasının önceden gönderdiği 300 lira sayesinde kabul görür. Böylece Ayşen, Gedikpaşa’da oturan akrabasının evine devamlı misafir olarak yerleşir.

Bu arada Refik Halid, Il. Dünya Harbi yıllarında İstanbul’un kenar semtlerinde ikamet eden insanların yaşayışlarını; komşuluk münasebetlerini, aile anlayışlarını; para karşısındaki tutumlarını; Ayşen ile Ata Efendi’nin ailesi fertlerinin karşılıklı münasebetleri çevresinde anlatır.

Sosyetenin İçinde

Ayşen’in ve Ayşen ile birlikte parasının gelmesi neticesi, Gedik Paşa’daki evde değişiklik olur; maddi rahatlık bu insanla, lüzumsuz dedikodu etmekten ve geçimsizlikten korur. Zira, kenar semtlere mahsus eğlence hayatı başlamıştır. Ayşen, güzelliği ve maddi imkânlar sayesinde kısa zamanda İstanbul yüksek sosyetesinin bir üyesi olacaktır. Daha Gedik Paşa’da ikamet ettiği aylarda, giyim kuşam ve gösterişe merakı onun bu konuda yetenekli olduğunu gösterir.

Ata Efendi’nin hanımı Üftade ve kızı Feride, Ayşen’in sayesinde ellerine geçirdikleri maddi imkanları iyi değerlendirirler. Her ikisinde de, kenar mahalle kadınlarında görülen maddi endişe ve ele geçen fırsattan azami derecede istifade etme düşüncesi hakimdir. Ayşen sağladığı maddi imkan ile, kendini Üftade ve Feride’ye kabul ettirir.

Gösteriş

Ayşen gösteriş meraklısıdır, gözü hep süstedir, kürk ve ziynet eşyası gibi şeylere çok önem verir. Böyle bir genç ve güzel kızın eğlenceye ve eğlence yerlerinde görünmek istemesi tabidir. Eser, Gedikpaşa’daki eve böylece yerleşen ve otorite olan Ayşen ‘in kenar semtlerde ikamet eden eğlence meraklısı kadın hayatından, yüksek sosyete çevresinde tanınmış erkeklerin peşinden koştuğu “modem hayat saraylısı” Ayşen Hanımefendi oluşunu ve akıbetini hikaye eder.

Ata Efendi belirtildiği gibi çocukluk ve gençlik yıllarında Osmanlı konak hayatının içinde yaşamıştı. İhtiyarlığında ise, uzaktan akrabası olan Ayşen’in sözde hamisi olmak görevi ile modem hayatın içine girer. İki ayrı devrin müşahidi durumundadır. Meşrutiyet öncesi ve Cumhuriyet sonrası her iki devri, nefsinde mukayese eder. Onu bu duruma, Türk toplumundaki değişmeyi ve iki devrin benzer taraflarını daha objektif olarak ortaya koymaya yarar.

kadinlar donemi

Ata Efendi, aralarında Ayşen de olmak şartıyla ailece gittikleri bir eğlence dönüşü geçmişi hatırlar. Böylece Ata Efendi’nin konak ve köşk hayatını beğendiği belirtilir.

Refik Halid, İstanbul’dan bahseden diğer romanlarında olduğu gibi, Bugünün Saraylısı’nda da, Il. Meşrutiyet öncesi İstanbul’u ile yaşadığı devri çeşitli yönleri ile mukayese eder, neticede, genellikle eski devri daha üstün çıkarır.

Romancı, Cumhuriyet devrinde iş ve ticaret hayatında sözü geçen insanların geçmişini Ata Efendi gibi yaşlı tiplerin hatıralarından faydalanarak ortaya koyar. Ata Efendi, Ayşen’in arzusuna uydurarak ailece plaja giderler. Patronu Sedefincilerin oğlu Rüştü ile karşılaşır, beklemediği bir alaka görür; Rüştü, hususi arabası ile Ata Efendi ailesini, Gedikpaşa’daki evlerinin önüne bırakır.

Ayrıca, yazarın diğer eserlerinde işlenen “türedi zengin tipi” Bugünün saraylısı’nda, İkinci Dünya harbi sıralarında hesapsız para harcadıkları için “Hacı Ağa” genel lakabı ile tanıtılır.

Yazarın Düşüncesi

Yazar, sosyolojik karakter arzeden hemen bütün romanlarında, Türk toplumunda: avamdan yüksek zümreye geçişin mümkün olduğunu ifade eder.

Bu sınıf değiştirmede, imkanları hazırlayan kişiler ilk ahşkanlılklarını terk etmezler, fakat genellikle onların çocuklan sosyetik çevrenin parmakla gösterilen mensuplarından olur. Bugünün Saraylısı’nda Rüştü ve Ayşen’in babası hiçbir asalet unvanı olmayan halk tipi insanlardır. Fakat gençler, İstanbul yüksek sosyetesinin sözü edilir simalarındandır.

Bugünün Saraylısı’nda Refik Halid, İkinci Dünya Harbi yıllarında yüksek sosyete çevresinde yabancılara verilen aşırı değeri, kısacası yabancı hayranlığını ortaya koyuyor. Roman içinde bu mesele, Ayşen’in gözcüsü Ata Efendi ile hanımı arasında geçen konuşma vasıtasıyla ortaya konuyor.

Ayşen, diğer genç kız tipleri gibi flörtlüğü sonuna kadar götürür fakat teslim olmaz. Gösteriş meraklısı bir kızdır; bir erkekte karar kılacak mizaçta değildir. Etrafında dönen istediği her türlü imkân sağlamaya hazır erkeklerden hangisini tercih edeceğini bilemez, şaşkınlık içinde, daha çok imkan sağlayacağı düşüncesi onu, Rüveyba Paşa ile evlenmeye mecbur eder. Aradığını bulamaz.

Eserde psikanalizi ilgilendirecek pasajlar da vardır. Ata yeğeni ile arasındaki ifade edilemeyen fakat sezilen, görülen münasebeti anlamak için kitapçı dükkanına gider, “emraz-ı ruhiye’ye dair bir kitap” arar.

KAYNAK: Şerif Aktaş Refik Halid Karay

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Bugünün Saraylısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!