Garip filminin Ece Alton’u namı diğer Fatoş’tan filmin hikayesini, Kemal Sunal ile arasında geçen diyalogları, eğlenceli anları öğreneceğiz. İşte Garip Filminin Fatoş’u.
Garip Filminin Hikayesi: Fatoş’un Doğuşu
Hareketli ve rolden role gün içerisinde geçen bir insandım. Yani normalde evde sabah kalkıyordum belki bir pedagog sorsanız şizofren diye ama ben eğleniyordum yani hoşuma gidiyordu.
Okuduğum kitaplardaki karakterler olsun, hiç bilmediğim bir şeyler uydurmak olsun. Sonra bir gün bir annemin arkadaşı biz de oturuyoruz dedi ki madem bu kadar hoşlanıyorsun, böyle rol yapmak ister misin, denemek ister misiniz? Stüdyolar var dedi.
Ben de heves ettim. annemle beraber gittik annemle gitmişti hatta üzerinde mi hatırlamıyorum. Çok keyif aldım, sonra reklam teklifleri geldi. reklamlarda bayağı uzun süre devam etti. Bir sene gitmiş herhalde. Sonra da garip için teklif geldi ama yani aşağı yukarı gittiğim ve 100 çocuk vardı. İçeride uzun bir gündü ve kimi ağlıyor, kimi mutsuz, kimisi annesinin eteğini çekiştiriyor gidelim gidelim diyor.
Sonra sıra geldi bana Fatma Girik ile rol oynadık ve güzel geçti Sanırsam seçildim. Sonunda başladık çekimlere.
Fatma Girik, çekimlerin zorlu olduğuna dair Ece Alton’u uyarıyor
Apartmandan atlanıyor, denize atılıyor seçimlerde demiştik iyi tamam oynayabiliyorsun ama böyle zorluklar da çıkacak. Yani senin düşündüğün gibi olmayabilir bu işler biraz dedi.
Hani tehlikeli şeyler var sen apartmanın üstünden atlayacağım denize atacağız seni hiçbir sorun yok gitti. sonuna kadar sorunsuz gitti.
Kemal Sunalı Tanımıyordum
İlk Kemal Sunal ile karşılaştım ama ben o zaman tabii onun Kemal Sunal olduğunu bilmiyorum.
Bir rol arkadaşı benim için Yani yaşım çok küçük bir Kemal Sunal arşivim yok ama tabii çekimler devam ettikçe onun kim olduğunu filmlerini tanıdım, güzel bir çalışmaydı.
Çünkü kendisiyle yapılan çekimler zaten bir kere yapılıyor. Yani yapılmıyor. Ciddi bir insan, çalışkan bir insan. Hatırlayabildiğim kadarıyla ben üniversitede ders çalışmaya gidiyordum bir yere. O da arkadaşlarımla gidiyorum işte ders çalışıyorduk. O da arkadaşlara gelip kağıt oynuyordu, uzak masada selamlaşıyorduk.
Güzel projeler geliyordu. Ama iyi projelerin de her zaman bütçe bulması olanaklı değildi. O zamanlar sektör başka şeyler istiyordu. Mesela bir çocuğun ağaçta bir hikayesi vardı. Ben çok beğenmişim, zaten ben okuyordum, böyle karar veriyordum.
Burada bir aile etkeni yoktur işin içerisinde onu çok istemiştim ama hiçbir zaman ödeneği bulamadı.
Onun dışında benim için unutulmaz bir okul değerinde olabilecek bir gece öteki yüzü diye bir çalışma var tabii ki. Bir de Keşanlı Ali destanı var. O ikisi de benim için ayrı bir okul gibiler.
Okan Sever, rahmetli yönetmen, füruzan zaten hikaye firuzan’ın. Haluk Bilginer, Müşvik Kenter gibi isimler vardı. Set çok renkliydi işte bir gün makyajın kucağındayım makyaj yapıyorum. Bir gün fırça elimde ışıkçıya makyaj yapmaya çalışıyorum. Firuzan bana Binbir gece masalları gibi her gün ki uzun taraflı kızı anlatıyor. Başka türlü bir dünya vardı bilmiyorum.
Ne kadar doğru olurdu devam etmek. Çünkü küçük yaşta böyle şeyler yapmak ileride ne getirir tabi yani bir tehlike var işin içerisinde. Tadını kaçırmamak, bu işin eğitimi almayı düşündük. Bunu düşündük ciddi olarak ama o da başka bir yatırım. bir gün gelir öğrenirsiniz. Siz yetenekli değilsinizdir yani. garip. Evet çıkmış, meşhur olmuşsunuz ama öyle bir şey. eğitime girdikten sonra gerçekten yetenekli olmadığınızı yıllar gösterecektir. Eğitim sürecinde öğreneceksinizdir, bir dolu başka yetenekli çocuğun içerisinde ne yapıyorsunuz, psikolojiniz nasıl gidiyor bilemeyiz onları.
Filmdeki Seslendirmeler Bana Ait
o filmdeki seslendirme bana ait sahibinin sesi ne yazık ki. ama insan sonraki işlere bakmak lazım tabi. Daha sonra kendimi toparlıyorum başka yapımlarda.
Hakim Beye şunu söylediğim an; “bütün bu gürültüyü için mi yapıyorsun? Ben sana beş lira vereyim de sus bari.” (Sahnesinin seslendirmesini yapıyor videoda)
Hiç Tanımadığım Birini Isırmak Zorladı Beni
Denize attıkları sahnede nerede zorlanmadım. Hiç tanımadığım birisini ısırmak zorundaydım.
Beni çok zorladı. Gerçekten böyle bir kaldım. Üç beş kere çektiğini hatırlıyorum. O sahneyi ben hiç tanımadığım birini ısırmak zorundaydım. 3-5 kez denedik o sahneyi sonunda bilmiyorum ısırmayı, atladık geçtik orayı.
Filmde gerçekten stada gittik. Ben aileden Galatasaraylıyım, çekimlerde de stada 2 defa gittik. Hem dolu iken, hem de boşken.
Camı ben kırmıyordum, setten bir arkadaşımız kırıyordu. Fatma Girik her gün gelmese de ara ara geliylrodu sete.
Şu an Ne Yapıyorsunuz?
Şu an 13 senedir Kuzey Ege’de bir küçük otel işletiyorum yaz kış oradaydım artık kışlara dönüyorum. Son zamanlarda ailemle daha çok vakit geçirmeye çalışıyorum.
Arkadaşlarımdan da oluyordum. Yaz kış kalınca bir pandemiden önce bir teknikerlik okumaya başlamıştım. Onu bitirdim ve staja başladım. Geçen sene şimdi yarı zamanlı hala öğrenmeye devam ediyorum. Kliniğe gidiyorum çalışmaya böyle geçiyor zaman.
Garip Filminin Fatoş’u Röportajı, Mekan-î Yeşilçam kanalında Youtube üzerinden izleyebilirsiniz.
