Posta Kutusundaki Mızıka… Sevgili Dostum… Mektuplarını an itibariyle ikimizin de sevgilisi olan İstanbul’da Kız Kulesi’nin bakışları eşliğinde bitirdim. Borcun ödendi buna emin olabilirsin. Sokakları kömürden kara olan bu dünyada senin mektupların, suyun berraklığına hasret olan gönlüme nefes oldu.
Mektuplarını bitirdim ve kendime bir çay ısmarladım aynı zamanda da fotoğrafçıya gülümser gibi gülümsedim ama sahici. Şimdi, gönlümün sokaklarında yıllardır aradığım bir arkadaşımı buldum, kelimelerini. Vedalaşmaya da pek niyetim yok. Mektuplarını sakın aksatma bu defa kefaret kabul etmem :)

Hayatı sadece realiteler çerçevesinde yaşamak ne kadar kalıcı ve güzellikte olabilir. Yani biraz edebiyat ile kelimeleri dans ettirmeden, metaforlarla heyecan içinde heyecan yaratmadan nasıl daha renkli bir hayat yaşayabiliriz ki?
Posta Kutusundaki Mızıka, sen ne güzel bir toplamsın. Kendini kaybettikçe dünyanın her keşmekeşinde seninle hayatım nasıl güzelleşmesin. Her mektubunun dünyanın her yerinden buraya uğraması yani sanki bütün kainat toplanmış da sırayla karşımıza çıkıyor. Hele o kelimelerinin akılları zorlaması artık edebiyatın doruklarına ulaşması şüphesiz dünyadan alınacak nadide tatlardan birisidir.

Yani sevgili dostum. Sen ve o güzel eşsiz mektupların. Hayatıma öyle güzel bir yerde ve öyle güzel bir şekilde girdiniz ki muhtemelen ömrüm boyunca uğraşsam o anı yakalayamayacağım. Ama sen yine de mektuplarını benden esirgeme. ;)
Posta Kutusundaki Mızıka kitabını okumuş muydunuz? Düşüncelerinizi yorum atarak belirtebilirsiniz. Binbir Sözlük sitemize de bekliyoruz.