Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Beyza Alkoç’un yazarlığını yaptığı Karantina sersinin bütün kitaplarını inceleyeceğiz. Karantina Kitabı İnceleme, Karantina Kitabının bütün serilerini inceliyoruz.

14-15 yaşındaki kız çocukların ellerinden düşmeyen, yazarın her kitabını okumak istedikleri bir seri karantina. Bakalım bu kadar ilgiyi hak ediyor mu? Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi

Kitabın adının “Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi” olduğu için öncelikle bunun ne demek olduğundan bahsedeyim. Hristiyanlık inancında kıyamet alameti olarak ortaya çıkacağına inanılan dört atlıdır bu. Bunu algılayarak böyle bir şey geldi… Sanırım bu kitap da Türk Edebiyatı’nın kıyamet alameti olarak ortaya çıkmış gibi görünüyor. Hatta korona virüsten yaklaşık 2 yıl önce bir kalıntılarından dolayı karantinaya gireceğimiz konusunda kehanette bulunduğu için Beyza Alkoç, orta’da yaşamış Nostradamus adlı kahinin reenkarne hali bile olabilir.

Kitabın her sayfası argo değil, ağır hakaretlerle dolu, çocuklara ve gençlere kesinlikle önerilmemesi gerektiğini düşünürüm. Buna rağmen kitabı okuyanların istatistiğinde %70’i 14-17 yaş arası çocuklar. Bu konu çok ciddi bir konu bence, zira gençlerimiz böyle kitapların içinde yazanları birbirine karşı söyleyip kendilerini örnek olarak yer alıyor.

Kitabın içinde neredeyse her sayfasında olan hakaretleri incelemeye yazsaydım bu incelemeyi alıp şikayet kaldırılırdı, gerisini siz düşünün. Örneğin Yusuf Atılgan‘ın Anayurt Oteli kitabı her ne kadar Türk Edebiyatı’nın en iyi parçalarından biri olarak görsem de içerikteki cinsellik ögeleri ve klinik vakalar bulunur.

“Bu iş bitene kadar senin sahibin benim. Ne dersem o!”

(s. 36)

Wattpad’den ünlenip Çağdaş Türk Edebiyatı adına satılan pek çok kitap içinde işlenen bir sorun bu: “Kadın köle ve erkek de efendi-sahip.” Alttan alta gençlere aşılanan mesaj bu işte. Sürekli kadının hakimiyeti kurulup sanki bir kölesi gibiymiş gibi ve erkek de ona hükmediyor her şekilde kanıtlamalıymış şeklinde bir ima var. Küfürler ve kadının bir ezikmiş gibi ölümü var. kendin yap

Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

Kitabın içinde konuşmayı istemek bir diğer konu, kitabın 137. sayfalarında yapılan ve birbirini en çok yedi çiftin belirlendiği Romeo ve Juliet yarışması. Yani Shakespeare, Karantina kitabının bu kısmını okusaydı muhtemelen Romeo ve Juliet’i hiç yazmazdı ve şu anda mezarında kemiklerinin sızmasını istemeyip bir krematoryumda cesedinin yakılmasını isterdi herhalde.

Beyza Alkoç Bir Röportajında ​​​​Şöyle Demiş: “Aslına Bakarsanız Karantina Bir Fikirle Ortaya Çıkmış Benim Içimde çime çok Büyük Bir Saugip Olmuş Seri.”

Okumak istemeyenlere bazı kitap önerileri;

  • Dostoyevski, İnsancıklar
  • Yaşar Kemal, Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
  • Stefan Zweig, Gömülü Şamdan
  • Orhan Kemal, Bereketli Topraklar Üzerinde
  • Miguel de Unamuno, Kardeş

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — İkinci Perde

Karantina Kitabi Inceleme Butun Seri 2

Yazar belli ki bu kitapta aksiyona değil aksiyona ağır basan sevgiyi istemiş. Dörtlünün yeni bir okula başladıklarını, Zeynep ve Onur’un aralarının bozulduğunu ve ana karakterler ile ana karakterler arasındaki ilişki olarak yan karakterlerin devreye girdiğini söylerken kendimi basit bir okul romanı okuyormuş gibi hissetmeden edemedim. devreye girdi

Kitapta bolca aşk, acı ve kıskançlık var. Okumak için can attığım aksiyon dolu olaylar ne olacak? Şimdi yazar yer yer gerilim katmayı severken ilk kitaptaki o heyecan nerede, o kitapta neler yaşandı? Ayrıca Rüzgar, Zeynep’i her şeyin sonunda insanları kullanan biri olarak göstermemek için sürekli “Ben zaten sarraf bir insanım, her şeyi başında anladım” diyor. .

Yazar, üçüncü kitap için gerilim yaratmak için son birkaç sayfada büyük bir bomba atmaya çalışsa da, yadsınamaz gerçek şu ki, bu kitap benim gözümde başarısız oldu.

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — Üçüncü Perde

Karantina Kitabi Inceleme Butun Seri 3

“Üçüncü Perde” ise başlarda beni şaşırttı ve birkaç noktada “Vay canına, yazar bunu düşünmüş ve yapmış!” Diyebileyim diye başlasa da sonlara doğru “Hayır! Başta söylediğine göre elinden gelenin en iyisini yaptı” dedim. Yazar, böyle bir konuda sorunsuz bir şekilde bu noktaya geldiği için tebrik edilmelidir.

Bu kitapta Zeynep’in babasının Ender olduğunu öğreniyoruz. Hatta bir ara Onur ve Zeynep’i kardeş sanıyoruz. Onur’un annesinin de hayatta olduğu ortaya çıktı! Hani Onur’un saatlerce yanında kaldığı, cesedi soğuyan kadın. Bizim de bir mucizemiz var. Çoğu Wattpad karakterine göre masum ve kurnaz Zeynep’imizin de Onur’la şimşek hızıyla gitmeden önce bir çocuğu olur. Doktor bile şaşırmış, “Nasıl sende de kist varmış!” diyor. Bunu bize neden yapmadığınız veya yapmadığınız konusunda da şaşkınız. Tabii Zeynep de şaşırır. 19 yaşında, açıkça liseyi bitirmeye çalışıyor, bekar, arkasında piç bir baba var ve hamileliği risk altında. Kitap böyle bitiyor.

Başlarda şaşkınlık ve merakla başlasa da sonunda: “Ah, yazar uzatmak için ne yapacak?” Bitirdim. Beyza Alkoç’un kendi ifadesiyle “Nereye giderse gitsin ben de yazarım, karakterlerden ayrılmak bana çok zor geliyor.” Bugün çoğu yazarın en büyük sorunu bence bu. Evet karakterlerinizi seviyoruz, kim bilir nasıl bir bağ kurmuşsunuz ve bir de üstüne bu işten para kazanıyorsunuz ama yine de bir noktada tek kişilik yatağı çift kişilik yatağa çevirmeye çalışmak gibi. Oradan çekiyorsun burası açılıyor, burayı kapatmak isterken diğer taraftan açıyorsun. Çünkü dizinin başında bunların bulanık olduğu, belki de planda hiç olmadığı açık. Belki bir fantezi ya da tarihi romanda konu genişletilebilir ama ergenlikte macera bir yerde bitmeli, tadında kalmalı.

Yıllar sonra zamanımı boşa harcadığıma pişman olacağımı biliyorum ama bu noktada umurumda olmayan bir diziye ihtiyacım var…

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi/Dördüncü Perde

Kitabı okurken sık sık şunu düşünüyorum: konunun bu kadar uzun olması gerekiyor mu? Çünkü tüm kitabı aynı şeyler hakkında okuyormuşum hissinden kurtulamıyordum.

Bu kitabın başında bir koşma ve kovalama olayı var. Tabii ki Onur pes etmez. Kavuşuyorlar, gidiyorlar, arkalarındakiler kendini iyi hissetmiyor, dertler peşini bırakmıyor…

Zeynep’in kalması, Burak’la (Burak’ın dizideki en sevdiği karakter bu arada) arkadaşlıkları, ormandaki sahne, Onur’un tepkileri ve bu dörtlü arkadaşlıkların güçlü oluşumları çok yoğundu evet. Özellikle Zeynep’in sırrının ortaya çıkmasından sonraki bölümleri çok beğendim. Buna rağmen birçok olayın tekrar edildiğini, anlatımların çok uzun olduğunu ve birkaç aksiyon sahnesinin ve finaldeki olayın birçok kişi tarafından yazıldığını görüyorum.

Dördüncü kitabı okuduktan sonra bile anlatımı çok uzun bulan biri olarak bu kitabın son kitap olmadığını öğrenince yaşadığım hayali bölümleri anlatamam. Bu kitapla seriyi satın almak yerine bir kitap daha yazılması gerekiyor. Neden beşinci bir kitap olacağını anlamıyorum. Ama buraya kadar gelmişken sanırım son kitabı çıkınca okuyacağım.

Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi/Beşinci Perde

Karantina Kitabi Inceleme Butun Seri 4

Serinin son kitabının incelemesine gelecek olursak… Aslında bu kitaba yorum yazıp yazmamak konusunda çok kararsızdım ama serinin tüm kitapları hakkında yorum yaparken son kitap hakkında bir şeyler öğreneyim dedim. söylemek.

Dördüncü kitabın incelemesinde bahsetmiştim, diziyi fazla uzatılmış buluyorum. Dördüncü kitap son kitap olabilirdi. Çünkü beşinci kitabı yazmak, dizi finalinin sıkıcı olmaması için daha aksiyonlu olaylar anlamına gelecekti ki buna gerek olmadığını düşündüm. Ama tam da düşündüğüm gibi bu kitapta aksiyon dolu bir olay vardı. Ama bu şey hiçbir anlam ifade etmiyordu. Sadece yazılmak için yazılmıştır.

Kitapla ilgili bir diğer sorun da serinin diğer kitaplarına çok benzeyen durumların olmasıydı. Mesela bu kitapta Zeynep’in başına gelen olayı defalarca okumamıza rağmen okuduk. Aynı şeyleri tekrar tekrar okuyormuşuz hissine kapıldım. Dördüncü kitapta o duyguyu çok yaşadım.

Ancak son kitaba dair en büyük eleştirim; Bu kadar büyük zorluklar yaşayan, bu kadar büyük bir travmayı atlatan ve psikolojisi bozulan karakterler elbette herhangi bir psikolojik destek almadılar. Artık her şey bittiğine ve bunu okuduğumuza göre, bu dörtlü bu sefer gerçekten yardım alsa iyi olmaz mıydı? Daha inandırıcı olmaz mıydı?

Karantina Kitabı İnceleme
Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

Kitapta hoşuma giden kısımlar da oldu tabii. Konuyu bozmak istemem ama kitabın başında birimizin başına gelen olay hoşuma gitti. Çünkü bu olay, karakterlerin sonunda okyanusları geçseler bile bir gölde boğulabilecekleri gerçekçi bir olaydı. Bu olayın sonunda da klişe bir durum ortaya çıkabilirdi ama olmadı. Bunu da beğendim.

Ayrıca dizideki tüm soru işaretlerinin silinmesi, tüm defterlerin kapanması, hatta Zeynep’in annesinin hikayesi anlatılması ve artık şaşırmamamız iyi oldu.

Bu arada ilk kitap için yazdığım eleştiriyi okuduğumda Onur’un korkunç ve itici tavırları yüzünden kitaptan neredeyse vazgeçiyordum. Ama şu anki Onur’a da bakıyorum ve ilk kitapta nasıl olduğuna dair hiçbir iz göremiyorum. Yazarın Onur’un gelişimiyle başarılı bir şekilde başa çıktığı da bir gerçektir.

Özetlemem gerekirse serideki tüm kitaplar önemli ama son kitap benim için en önemli kitap. Ve bu noktada karantina serisinin son kitabını pek başarılı bulmadım. Ortalama bir kitaptı. Hatta sıkıcıydı. Defalarca aynı şeyi söylemek istemiyorum ama dizinin yenilenmesine çok uzun süre kaldığı için oldu sanırım.

Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri) makalemizi nasıl buldunuz? Yorum atarak düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 1 Ortalama: 1]

5
be_enmek
Beğenmek
1
komik
Komik
2
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Karantina Kitabı İnceleme (Bütün Seri)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!