Bazı kitaplarda okuduğunuz cümleler adeta içinize işler, kendinizi görürsünüz o kelimelerde. Bu yazımızda İz Bırakan Kitaplardan Alıntıları sizler için derledik. Cümlelerde kendinizi kaybetmeniz dileğiyle, keyifli okumalar.
Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteciliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: gerçek sevgiyi…
Aylak Adam
… Otele gidersin, minik sabun, minik şampuan, tek kişilik tereyağı, minik gargara ve tek kullanımlık diş fırçası. Standart uçak koltuğuna sıkışıp oturursun. Dev gibisindir.”
Chuck Palahniuk / Dövüş Kulübü
Ben öldüm. Ama ailem üzülmesin diye yaşıyor gibi yapıyorum
Juan jose Millas / Dünya ve Ben
Sevilen her kadın güzel bir şarkıdır, bütün sözlerini hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır.
Emrah Serbes / Erken Kaybedenler
Yaşasın papatyalar; canım papatyalar. Seviyorum sizleri. Sizler ki bütün kış, toprağın altında, yalnız bizi düşünürsünüz ve ilkbaharda hemen serili verirsiniz ayaklarımızın altına…
Tutunamayanlar
Canımlarım benim. Seviyorum sizleri insan kardeşlerim. Durup dururken seviyorum işte. Sevip duruyorum. Kollarımı açıp bütün insanlığı kucaklıyorum. Papatyalar gibi sizi koparıp göğsümde tutmak istiyorum…”
Tutunamayanlar
İki insanın birleşmesindeki sonsuzluk özü olmalı insan yaşamının
Tezer Özlü – Çocukluğun Soğuk Geceleri
Bazen bir insanın elindeki incil, babanın elindeki viski kadehinden daha tehlikeli olabiliyor
Harper Lee / Bülbülü Öldürmek
Başkalarının gözünde iyi yaşıyor görünürken, hayat ayaklarımın altından akıp gidiyormuş
Tolstoy / Ivan ilyiç’in Ölümü
İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır? diyordu. Hiç darılabilir mi? Muhakkak yorulmuştur
Ahmet Hamdi Tampınar / Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Diktatörlük hastalığı tarihte ilk kez küçük asya’da (anadolu) başlamış ve helen dünyasının tümüne yayılmıştır…
Maurice Duverger / Diktatörlük Üzerine
Hiçbir şey ummuyorum, hiçbir şeyden korkmuyorum, özgürüm
Nikos Kazancakis / Zorba
Biz, Türkler böyleyiz: oturur, konuşur, üzülürüz, acı acı çekiştirir, tenkid ederiz…
Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil / Yakın Maziden Hatıra Kırıntıları
Kusur, benim imzamdır. bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı
İhsan Oktay Anar / Suskunlar
Kalın, uzun ve ağarmış kaşlarının gölgelediği o ürkütücü yeşil gözleri varken, sözünü geçirmek için ayrıca bir de sopaya ihtiyacı olduğu söylenemezdi
İhsan Oktay Anar / Amat
Senin bu kadar mutlu olmana ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler
Khaled Hosseini / Uçurtma Avcısı
Bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişiyle sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi
Orhan Pamuk / Masumiyet müzesi
Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olmayacağını henüz idrak etmemiştim
Sabahattin Ali / Kürk Mantolu Madonna
Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım
Oğuz Atay / Tutunamayanlar
Benim gibi yaşlı bir devrimciye böyle bir ödül vermek, kapitalizmin benden öç alma girişiminden başka bir şey değildir
Sartre – Nobel’i reddettiğini açıklayan konuşmasından
İnsanoğlu özgürlüğe mahkumdur. Çünkü, bir kere dünyaya atıldıktan sonra yaptığı her şeyden sorumludur
Sartre / Varlık ve hiçlik
Hiç insan öldürmediği halde, altı kişinin canına kıymış bir katilden daha cani insanlar gördüm. Umudumuzu öldürenleri gördüm
Dostoyevski / Ölüler Evinden Anılar
Sorarlarsa “ne yaptın bu dünyada?” diye, rahatça verebilirim yanıtını. Yalnız kaldım, kalabildim
Hakan Günday / Kinyas ve Kayra
Bir şeye ad vermek onu kendine alışmaya zorlamaktır. Yeryüzündeki bütün kinsiz, gurursuz, yalın ve dingin canlıyı evcilleştirmenin ilk adımıydı bu
Sema Kaygusuz / Yüzünde Bir Yer