“Yalnızım” / “Yalnız değilim“; görüyorsunuz bu iki ifade arasında büyük bir anlam farkı var. Bu büyük fark yalnızlığın ne kadar büyük bir değer ifade ettiğini göstermektedir. Yalnızlığın edebiyat, müzik, film ve diğer sanat dallarında bir hayli çok kullanılan olgu olması da yalnızlığın hayatımızda çok önemli bir yeri olduğunu göstermektedir.
Herkesin hayatında mutlaka zaman zaman hissettiği bir duygudur yalnızlık. Peki nedir bu yalnızlık? Yalnızlık sadece etrafında hiçbir insanın olmaması mıdır? Tek başına mı kalmaktır yalnızlık? Bu sorulara sadece “evet” cevabını vermek kanaatimce yanlış bir cevaptır..
Bir insanın tek başına olması yalnız olduğu anlamına gelmez. Bir insan tek başınayken de kalabalık olabilir. Tek başına olan bir insan, içinde bir insanın sevgisini yaşatıyorsa ya da bir eser üretim aşamasında (mesela bir besteci şarkı bestesi yaparken ya da bir yazar roman yazarken) yoğunlaşabilmek için insanlardan uzaklaşmayı tercih ediyorsa ya da dini inancı gereği inandığı şeye yoğunlaşarak ibadet edebilmek için belli bir süre inzivaya çekilmesi gerekiyorsa o insana yalnız bir insan diyemeyiz. Çünkü bu insan etrafında kimse olmasa bile içinde yaşattığı duyguların yoğunluğuyla yalnızlık hissi yaşamamaktadır.
Yalnızlık hislerle ilgili bir durum olduğu için bir insan kalabalıklar içinde yalnız olabilir. Çevresindekiler tarafından anlaşılmadığını, anlaşılmak istenmediğini hisseden insan ne kadar insanla temas halinde olursa olsun yalnızdır. Çünkü, yalnızlık hislerle ilgilidir ve insanın içinden gelen bir şeydir. Dolayısıyla bir insanın yalnız olup olmaması hakkında dış görüntülerden yola çıkarak bir kanaate varamayız. Herkesin kendi içinde yaşadığı bir histir yalnızlık. İçimizden doğan ve içimizi doldurduktan sonra hayatımızdaki en önemli şeydir yalnızlık.
1. Bölüm Sonu