Charlotte Perkins Gilman - Kadınlar Ülkesi
  1. Yazılar
  2. Kitap Alıntıları
  3. Charlotte Perkins Gilman – Kadınlar Ülkesi

Charlotte Perkins Gilman – Kadınlar Ülkesi

Önde gelen Amerikalı feminist, sosyolog, romancı, kısa hikâye, şiir ve kurmaca olmayan metinler yazarı ve sosyal reform eğitmeni Charlotte Perkins Gilman’ın Kadınlar Ülkesi isimli kitabının incelenmesi.

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Amerikalı üç erkek arkadaş sadece kadınlardan oluşan Kadınlar Ülkesini keşfetmek isterler ve oraya gitmeye karar verirler. Başlarına geleceklerden habersiz olan üç arkadaş, hipotezler üreterek bölgeye giriş yaparlar. Ülkedeki düzen ve gelişmişlik oldukça şaşırtıcıdır. Bir yıl sürecek olan maceraları başlamış olur…

Kadınlar Ülkesi’nde herkes birbiriyle kardeş ilişkisi içerisindedir, oldukça barışçıl ve medeni bir ortam hâkimdir. Ülkedeki kadınlar fiziksel olarak oldukça güçlü ve zekidir. Spor, dikiş nakış, dans gibi konularda yeteneklilerdir. Adları birbirine benzemiyor ve soyadları yoktur. Klanlar ya da klikler olmadığı için bir bütün olarak, aile biçiminde yaşanılan toplumdur. Mitolojik ögelerle harmanlanmış ütopik bir ülkede, dağların arasında kalmış ve yeni bir ırkın doğmuş olduğu ülkedir… Kadınların neler yapabileceğini incelik, zarafet ve yorum ile anlatan güzel bir kitaptır.

İncelemelerimin devamı için beni İnstagram sayfamdan da takip edebilirsiniz.

Kadınlar Ülkesi Kitabı Karakterler:

Terry: Kitap boyunca ataerkil karakteri temsil eden karakterdir.

Vandyck: Kitapta ki anlatıcı ve belki de karakterlerin en ‘nötr’ ve ‘tarafsız’ olanıdır.

Jeff: Duygusal ve kalbiyle hareket eden bir karakterdir.

Kitap Kapağı Tanıtımı

Kadınlar Ülkesi

Kadınlar Ülkesi kadınların neler yapabileceğini incelik ve zarafetle anlatan, gülümseten bir ütopya.” —Marge Piercy

“Altın Çağ bilimkurgularının tadını veren ve günümüzde hâlâ geçerliliğini koruyan bir eser.” —Joanna Russ

Charlotte Perkins Gilman yaşadığı dönemin önde gelen hümanistlerinden ve kadın hakları savunucularından biri olmasının yanında feminist edebiyatın en önemli erken dönem temsilcilerinden. Yazıldıktan yaklaşık 65 sene sonra kitap formatında yayımlanabilen Kadınlar Ülkesi ise feminist ütopyanın ilk örneklerinden.

Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde üç Amerikalı erkek pek fazla insanın bulunmadığı, ücra bir yerde, tamamen kadınlardan oluşan bir topluluğa denk gelir. Gözlerine inanamayan kâşifler bu topraklarda erkeklerin de olması gerektiğine dair inançlarıyla araştırmalarına başlar.

Çok geçmeden bu gizemli ülke ile ilgili gerçekler bir bir açığa çıksa da misafirlerin merakı giderilmenin aksine daha da artar ve Kadınlar Ülkesi’nin yönetim biçiminden inançlarına, kültüründen ekonomisine ve hatta anneliğe kadar pek çok konuda bilgi sahibi olmaya ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamaya başlarlar.

Toplumsal roller cinsiyete göre belirlenebilir mi? Kadınlık ve erkeklik değişmez kavramlar mıdır?

Kadınlar Ülkesi, ataerkilliğe verilmiş nüktedan bir yanıt.

Kadınlar Ülkesi Kitap Özeti

“Yaptığımız bütün tartışmalarda ve yürüttüğümüz bütün tahminlerde bilinçsiz bir şekilde kadınların ne olursa olsun genç olacağını düşünmüştük. Kanımca bütün erkekler böyle düşünür zaten. Soyut anlamda ‘kadın’ gençtir ve çekicidir diye düşünüyorduk. Yaşlandıkça genellikle sahneyi geçip kişisel mülkiyete yönelirler ya da sahneden tamamen inerlerdi. Ama bu karşımızdaki hanımefendilerinin sahneden inmelik bir hâli yoktu, yine de aralarından herhangi birinin bir büyükanne olması son derece olasıydı.”

“Göreceksiniz dedi ısrarlı bir ifadeyle. Hepsini avucumun içine alacağım. Daha sonra bir grubu diğer gruba karşı kışkırtacağım. Çok geçmeden de kral olurum herhalde, oh! Süleyman da geri dursun.”

Charlotte Perkins Gilman - Kadınlar Ülkesi

“Terry’nin kadınlara bakışı şöyleydi sanki; hoş kadın olanlar zordu, çirkin olanlar ise düşünmeye bile değmezdi. Bazen onun bu fikirlerine tanık olmak, gerçekten insanın canını sıkıyordu.”

“Ben, fikir olarak ortada kalıyor, duruma tamamen bilimsel yaklaşıyor cinsiyetin fizyolojik sınırlamaları hakkındaki bilgilerime dayanarak konuşuyordum. O zamanlar hiçbirimiz kadınlar konusunda gelişmiş fikirlere sahip değildik.”

“İktidar hissimizin verdiği küstahlığa rağmen etkilenmiştik. Burada oldukça yetenekli, yeterli ve ülkelerine bir çiçekçinin en pahalı orkidelerine baktığı gibi özenle bakan bir halkın yaşadığı kesindi.”

“Bu sakin, ağırbaşlı, bilge, korkusuz, kendinden emin ve azimli yüzlere bakarken içime garip bir his doldu. Öyle eskide kalmış bir histi ki hafızamın derinliklerine dalıp ancak çıkarabilmiştim.”

“Çocukken kısacık bacaklarım okula geç kalmışlığıma çare olamadığında hep hissettiğim o çaresizlik hissi. Kabahat işlemişliğin hissiydi bu.”

“Burası yabani bir ülke falan değil. Peki ya erkekler?” 

“Elbette başka hayvanlarda bunun böyle olmadığını, anneler gibi babaların da olduğunu biliyoruz. Sizin baba olduğunuzu, insanların iki türde olabileceği bir toplumdan geldiğinizi biliyoruz. Anlıyorsunuz ya, bizimle açık açık konuşabileceğiniz günü bekliyorduk. Bize ülkenizi ve dünyanın geri kalanını öğretmenizi istiyoruz. Siz çok şey biliyorsunuz, biz ise yalnızca kendi ülkemizi biliyoruz.”

“Yani zekâları geliştikçe inançları da yerini bir tür anaerkil panteizme bırakmış.”

“Anlayacağınız dünya ana işte buradaydı ve meyvelerini veriyordu. Tek yedikleri anneliğin meyvesiydi. İster tohumu olsun ister yumurtası ister kendi ürettikleri. Annelik sayesinde doğmuşlardı ve annelik yaparak yaşıyorlardı. Hayat onlar için uzun bir annelik döngüsünden başka bir şey değildi.”

“İki bin yıl süren ve içinde hiç erkek bulunmayan bir kültür düşünün. Öncesinde de kadınların yalnızca harem gördüğü bir kültür bu. Yani ne bizdeki yuva ne de Roma kültüründen gelen aile kelimesine bir karşılık biliyorlardı. Birbirlerini evrensel bir bağlılıkla sevmişler, asla bozulmayan eşsiz dostluklar kurmuşlar, ülkelerine ve halklarına öyle derinden bağlanmışlardı ki bizim vatanperverlik dediğimiz şey yanında komik kalırdı.”

“Zaten vatanperverlik yani fanatiklik, ulusal çıkarların göz ardı edildiği, sahtekârlığın ve milyonlarca insanın acı çekmesine kayıtsızlığın görüldüğü yerlerde bulunur.”

“Biz de iki yaşam döngüsü vardır; erkeğin yaşam döngüsü ve kadının yaşam döngüsü. Erkeğin döngüsü gelişim, mücadele, fetih, aile kurmak ve kazanç veya hırs söz konusu olduğunda olabildiğince başarı sağlamaktan ibarettir. Kadının döngüsü ise gelişim, kocasının sağladığı emniyet, aile hayatının ikincil faaliyetleri ve mevkiinin mümkün kıldığı sosyal veya hayırsever uğraşlardır.”

“Hissettikleri aslında ırklarındaki yoğun anne sevgisiydi ama bir güçtü bu onlar için.”

“Derinden hissettikleri bu ilahi sevgi onlardan hiçbir şey talep etmiyordu, annelerimizin talep etmediği gibi demişti hatta.”

“-Hayatımızda ceza diye bir şey yok bizim. O yüzden ölümden sonra olabileceğini de düşünmüyoruz.

-Hiç mi ceza yok yani? Ne çocuklar ne de suçlular için yani sizde ki hafif suçlular için.”

“İnsana özgü anneliğimizde saf sınırsız mutluluk veren bir kuvvet görüyoruz biz. Sabrı, bilgeliği ve hassas yöntemlerin inceliklerini görüyoruz.”

“Bizim tanrı dediğimiz içimize işleyen bir güç, kalıcı bir ruh, içimizde bulduğumuz ve daha çok istediğimiz bir şey.”

“Dinlerinin merkezinde sevgi dolu bir güç bulunduğunu, bu güçle olan aralarındaki ilişkinin de anne çocuk ilişkisi olduğunu düşünmüşlerdi.”

“Hayranlık uyandıracak bir ahlak anlayışı ortaya çıkmıştı. Sevgi ilkesi evrensel olarak biliniyor ve uygulanıyordu.”

“Tanrıyı düşünüyor, böylesine içsel bir gücün dışsal eylemler talep edeceğini varsayıyorlardı. Sanki tanrı gerçekmiş ve içlerinde bir yerlerde onlarla çalışıyormuşçasına yaşıyorlardı.”

3
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Charlotte Perkins Gilman – Kadınlar Ülkesi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 Yorum

  1. 27 Kasım 2022, 18:15

    eline sağlık, çok güzel bir şekilde anlatmışsın :)

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.