barış bıçakçı kitapları

Barış Bıçakçı Kitapları

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Barış Bıçakçı, 1966 Anada dünyaya gelmiştir. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte, Ocak 1994 ve Ekim 1997 yıllarında iki şiir kitabı yayınlamıştır. Bugünkü Barış Bıçakçı Kitapları yazımızda Barış Bıçakçı‘nın yazdığı kitapları inceleyeceğiz.

Herkes Herkesle Dostmuş Gibi

Herkes Herkesle Dostmus Gibi

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 112

Cadde tarafından her zamanki uğultu geliyordu. Çarşambanın uğultusuydu bu, işe giden insanların, dükkâncıların, işportacıların, işsiz güçsüzlerin uzattığı eldi bu, düşmesin diye ihtiyarlar kendi çukurlarına. Uzanıp tuttu bu eli.

Olaylar Ankara’da geçiyor, gerisi çorap söküğü gibi…

Veciz Sözler

Veciz Sozler

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 110

Başka ne vardı hayatta? Daha güzel ne vardı? Gecenin bir yarısı tren ıpıssız, karanlık bir yerde durduğunda, Hasan da Sulhi de anlamıştı: Bu dünyada, şiirden ve denize doğru giden bir trende Ritsos üzerine konuşmaktan daha güzel bir şey yoktu. Sulhi koca burnu titreyerek, Hasan yeşil gözleri dolarak biliyordu bunu.

Bir radyo programı ve cümle cümle Sulhi Saygılı’nın hayatı.

Aramızdaki En Kısa Mesafe

Aramizdaki En Kisa Mesafe
Barış Bıçakçı Kitapları

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 99

Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor.

Bir çocuğun gözünden aile: Aynı soyadının önünde toplanmış beş kişi.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

Bizim Buyuk Caresizligimiz

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 167

O yıl bahar bize eksik yanlarımızı, hiç tamamlanmayacak şeyleri hatırlatarak gelmişti. Yarım yamalak bulutlar, sahanda yumurta güneşi, neremizi ısıttığı belli olmayan bir sıcaklık. Burnumuzu mu, kalbimizi mi yoksa kasıklarımızı mı?

İki yakın arkadaşın aynı kadına âşık olması ve kahvaltıda peynirin üzerine reçel sürebilme iştahı.

Baharda Yine Geliriz

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 109

Baharda Yine Geliriz
Bizim Büyük Çaresizliğimiz

“Güzel bir kitap okumak ve ömrümün geri kalanını o kitabı okuduğum yerde geçirmek istiyorum,” demişti. Sonra da bana dönüp sormuştu: “İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden nasıl ayrılabilir?”

Şehri ve insanları tanımak için mütevazı bir rehber.

Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

Bir Sure Yere Paralel Gittikten Sonra

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 136

“Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avcumda dünya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulüm. Kapımın önünde boş peynir tenekeleri, yağmur suyu biriktiriyorum. Kendi kendime, sanatçı tecrübe edinemeyen insandır, diyorum, bu dünyada hiçbir tecrübesi olmayan insandır ama şimdi sen karala bunun üstünü, yırt sen bunu, olmadı çünkü, olmadı işte. Nafile.”

Bir intiharın çevresinde, insanlar…

O kızın intiharıyla birbirlerine yaklaşan…

Kendi içlerine ve geçmişe dalan…

Onu kaybetmenin acısıyla başka sevdiklerine eğilen…

Nasıl da mühimdir aşk sakarlıkları, sevgi ihmalleri; nasıl hayat kurtarır eşin-dostun bakım, onarımı…

Barış Bıçakçı’dan, yine usul usul edebiyat.

“Barış Bıçakçı’nın dingin, gösterişsiz, suskusundan güç alan öykülerinin son zamanlarda okuduğum en güzel öyküler arasında olduğunu söyleyebilirim. Ne anlattığı sanki önemli değilmiş, ama anlatım biçimi ve diliyle de sıradanmış gibi görünüyorsa size, okuma alışkanlıklarınızı adam akıllı gözden geçirmeniz gerekir.”
Semih Gümüş

Sinek Isırıklarının Müellifi

Sinek Isiriklarinin Muellifi

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 166

Cemil’in bütün gün evde ruhsal söküklerle uğraştığını da biliyordu Nazlı. Ev, iplik parçalarıyla, kırpıklarla dolu oluyordu, iki ucu bir araya getirilememiş hatıralarla ve partal fikirlerle. Yaşamak bu küçük evde de eksik kalıyordu; elli dört metrekare içinde Cemil’in yetişemediği, tamamlayamadığı şeyler vardı. Sessizlikler vardı. Hissettiği şeyi tam o anda kimseye söyleyememiş Cemil’in kuytuya köşeye bıraktığı sessizlikler, yutkunmalar ve toz.

Ufukta toplu konutlar yükselirken neyin gölgesi düşer aşkın, arkadaşlığın, edebiyatın üzerine?

Seyrek Yağmur

Seyrek Yagmur

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 100

Bir pazar sabahı Rıfat günlerin aynı kaba damlamadığını fark etti. “Günler damlıyor ama aynı kaba değil,” dedi. Gökyüzüne baktı: Boştu. Hiç bulut yoktu, aslında hiçbir şey yoktu. Çağımızın çıplak güneşi her şeyi yok etmişti, enginliği, bulutları ve kuşları… Maviyi bile yok etmişti, sonra da sırasıyla diğer renkleri, bazı sesleri, kelimeleri ve anlamları. İnsan bu yoklukta yeni bir şey söyleyemez, olsa olsa kendini tekrar ederdi.

Rıfat, zamanımızın bir kahramanı gibi, bir niteliksiz adam gibi, bir aylak adam, bir lüzumsuz adam gibi, bir “R.” gibi, geziyor hayatın içinde. Hayat, arada Rıfat’ın dükkânına da uğruyor. Rıfat, filmleri, kitapları, hayalleri, fikirleri, dertleri, mes’eleleri de geziyor. Ortaya sorulmuş soruları üzerine alınıyor, bazı. Neyin peşinde bu adam?

Rıfat, bir hikâyenin içinde midir, anlamaya çalışıyor, insanın bir hikâyenin içinde olduğunu anlamasının yolunu arıyor… Seyrek yağmura şemsiye açılır mı?

Kurbağalara İnanıyorum

Kurbagalara Inaniyorum

Yazar: Barış Bıçakçı, Behçet Çelik, Ayhan Geçgin
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 213

Kurbağaların özelliği, nehirleri kuru topraklara dönüştüren kurak mevsimde toprağın derinliklerine gömülüp ölüm uykularına yatmalarıdır. Tüm bedensel işlevlerini en aza indirip ölüme en yakın halde yağmur mevsiminin gelmesini beklerler. Yağmurlar nehirlerin yatağını doldurmaya başladığında, ölüler ülkesinden geri gelir, on binlerce ağızdan şarkılarını söylemeye başlarlar.

Çok sevilen bir yazar üzerine, akla takılan bir roman üzerine… edebiyat üzerine, yazmak üzerine mektuplar. Kimisi gün ağarırken, kimisi şehir karanlığa gömülürken yazılmış, e-postanın da “bir edebiyat türü olarak mektup” sınıfına girebileceğini bize gösteren metinler… Edebiyatın hazzını ve anlamını çoğaltmak üzere… Anlamak, bilmek, keşfetmek zevkiyle yazılmış metinler…

Barış Bıçakçı, Behçet Çelik ve Ayhan Geçgin okurlukla yazarlığın bitiştiği yerde kurulmuş bir sohbet halkasını paylaşıyorlar. Dostça, merakla, tutkuyla, peşinden giderek…

Kurbağalara İnanıyorum, edebiyatçının, -üç edebiyatçının-, tutkulu ve kâşif edebiyat okuru olarak portresi…

Tarihî Kırıntılar

Tarihi Kirintilar

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 194

Bir kaybın peşinde bir aile ve ailenin oğlu, Can… Can’ın peşinde şiir ve şiirin peşinde Can.

Şiirle hayat arasındaki en kısa mesafe, nedir, nerededir?

“An”dan şiir çıkaran emekle, şairanelik arasındaki mesafe?

“Dış dünya” kıyıp geçirirken, poetikalar nasıl konuşur, bizimle ve birbirleriyle?

Yoksa “bunlar”, beyhude mi?

Barış Bıçakçı’dan şiir kadar yalın, hayat kadar karmaşık; şiir kadar karmaşık, hayat kadar yalın bir roman.

Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme

Dogum Lekesi Gibi Bir Gulumseme

Yazar: Barış Bıçakçı
Yayınevi: İletişim Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 94

“Ben aslında bu okuma grubuna annem için katılmıştım. Annemi yatıştırabilmek için. Annem öleli çok oldu ama ben hâlâ onu yatıştırmaya çalışıyorum. Martın sonlarından kasımın ortalarına doğru elimi uzatıyorum, annemin sonbaharda iyice zayıflamıs saçına bademyağı sürüyorum, kulağına bir şeyler fısıldıyorum. Gören ninni diye düşünür, dua diye düşünür. Oysa ne ninni ne de dua…”

Yüze doğum lekesi gibi yerleşmiş bir gülümseme, neyi saklar? Bir eşelek gibi kalakalmanın hüznünü bilmeyene, onu anlatabilir misiniz? Yalnızlığın ucunu sivriltmek, bir kısır döngüyü kusursuz kılar mı? Eşyanın kurduğu mahkeme, hangi hatıraya adil olabilir? Bahsettiğini görülmez, anlaşılmaz kılan, seyrelten cümlelerle, birbirimize aslında ne anlatırız? Kendini bulmanın yolu, hep bir başkasından mı geçer?

Doğum Lekesi Gibi Bir Gülümseme, Barış Bıçakçı’nın barışması zor, idaresi zor, çünkü idraki zor duyguları usulca yokladığı bir öykü demeti.

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Barış Bıçakçı Kitapları

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!