Aşkın ne olduğunu, neler hissettirdiğine tek bir cümlede cevap vermek oldukça zor. Aşk, herkes için farklı şeyler ifade edebilir. Peki, Aşık Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız? Bilime göre aşkın bir tür formülü var ve aşık olup olmadığımızı anlamak mümkün.
birçok psikoloğa ve davranış bilimciye göre aşık olup olmadığımızı anlamanın basit bir yolu bulunmuyor. Bu sorulara cevap olabilecek tek organın ise; Beyin olduğu düşünülüyor. Bilim insanlarına göre, üç tür aşk bir araya gelince “romantik aşk” ortaya çıkıyormuş.
Missouri Üniversitesi’nde Davranışsal Sinirbilimci, Ph.D. Sandra Langeslag’a göre, bilim insanları birçok aşk türü olduğu konusunda hemfikirdirler ve hepsi, neler olup bittiğini anlamak için beyni inceliyorlar. Çevresel etkilerin ve koşulların devreye girdiği ve durumu değiştirme gücüne sahip olduğuna dair yaygın inanışa rağmen, iş her zaman beyinde biter.
Biyolojik Antrpopolog Dr. Fisher’ın incelemelerine göre gerçek aşk, üç farklı aşk türünün meydana gelmesiyle oluşuyor. Bu durumlar oluşunca kişi aşık olmuş oluyor.
Bilim insanlarına göre aşkın yapı taşların ilki cinsel çekimdir. Doğrudan testosteron ve östrojen hormonlarıyla ilişkilendirilen bu çekim karşı tarafınızdaki kişiyi çekici bulmanıza neden oluyor. İkinci durumda ise vücudumuz dopamin ve noradrenalin hormonu salgılayarak mutluluk durumu gerçekleşiyor. Bizi mutlu hissettiren bu hormonların salgılanmasıyla birlikte kendimizi güvensiz, karamsar hissettiğimiz durumlar da yaşayabilmemize sebep oluyor.
Üçüncü aşama ise tahmin ettiğiniz üzere “bağlanma” oluyor. Bilim insanları bu noktada kişini güvende ve rahatlamış hissettiği, gerçek aşkı yoğun olarak yaşadığı kısım olarak adlandırıyor.
[geo-post target=”true” id=”2218″ label=”Önerilen Yazı”]
Aşık Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?
Aslında, şimdiye kadar anlattığımız her şeyi okurken biri size üçünü de hissettiriyorsa, muhtemelen o kişiye aşıksınız demektir. Bilime göre, biri sizi güvende hissettirirse, mutlu ederse, yaşam enerjinizi ve cinsel isteğinizi artırırsa aşık olursunuz.
Ancak bu noktada tekrar belirtmek gerekir ki bu üçü bir arada formül nörolojik olarak aşk üzerine yapılan araştırmalara dayandırılırken, bilim adamları aşkın farklı türleri olduğunu ve tek bir tanımla sınırlandırmanın imkansız olduğunu açıklıyorlar. Her neyse, aşkını anlatırken gerçekten güvenebileceğin tek kaynak sensin.