Sibel K. Türker’in Ağula Kitabı İncelemesi
Ağula, Haldun Taner Öykü Ödülü sahibi bir yazarın eseri. On bir öyküden oluşan bu kitabı, diğer kitapları gibi büyük bir keyifle okudum. Yazarın diline ve anlatım tarzına hayran kaldım. Bu eser, hayal gücümü zorlayacak şekilde kurgulanmış öyküler barındırıyor. Her bir öyküyü soluklanarak okumak, bana büyük bir haz verdi. Güzel ve etkileyici öyküler okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum.
Sibel K. Türker’in ilk okuduğum romanı ‘Benim Bütün Günahlarım’ oldu. Bu romanı, Kasım 2013’te blogumda tanıtmıştım. Ardından, 2014 Ağustos ayında ‘Hayatı Sevme Hastalığı’ ve ‘Öykü Sersemi’‘ni, 2015 Şubat ayında ise ‘Meryem’in Biricik Hayatı’‘nı tanıtmaya çalıştım.

Ağula, 2006 Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanmış bir eser. Hayatı Sevme Hastalığı ile 2012 Duygu Asena Roman Ödülü, 2013 Yunus Nadi Roman Ödülü ve Ebubekir Hazım Tepeyran Roman Ödülü’ne layık görülmüştür. Sibel K. Türker’in öykü ve romanlarını okuyanlar, bana katılacaklardır. Henüz Sibel K. Türker’in kalemiyle tanışmamış olanlara, ‘Benim Bütün Günahlarım’ ile başlamalarını, ‘Hayatı Sevme Hastalığı’‘nı mutlaka okumalarını öneriyorum. Diğer öykü ve romanlarını da okuyacaklarını düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim..
Kitaptan Alıntılar:
Evet, aşk… Bir zamanlar, narin, buğday tenli bir kıza duyduğum his. Deniz kıyısında el ele otururduk; ben ölümü düşünür iç çekerken, o yaşamı düşünür ve gülümserdi. Zaten daima gülerdi, belki de narin, buğday tenli bir kız kılığına girmiş bu iyimserliğe gönül vermiştim. (İade-i Hürriyet adlı öyküden s. 104)
Kendini bana aşkmış gibi yutturan duygularla öylesine hesaplaşmış, yalnızlığın kutsal mabedine öylesine kapanmıştım ki bu noktadan sonra artık beni kimse kandıramazdı. Farkındalık, acı bir iksirdir ama iyileştiricidir. Zaman, ellerimizde şekil değiştiren ve kendi öz biçimini arayan hamurumsu bir maddeden başka bir şey değildir. (Onuncu Öykü’den s. 117)