kaybolan ne

Kaybolan Ne?

Bu yazımda, günümüzde biz insanların kaybetmiş olduğu bir duyguyu ele aldım.

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her bir cümle, edebî ifadelerle başlar. Bunun sebebinin, okuyucunun dikkatini çekmek olduğu aşikârdır. Fakat ben, bu sefer böyle cümlelerle; süslü, mecazî anlatımlarla sözlerime başlamak istemiyorum.

Bana diyebilirsin ki “Tamam Emre, süslü cümleler kurma bana; lakin ne anlatacaksın, yine parmakların neden klavyenin tuşlarında geziyor?”

Bu yazımda seninle konuşmak istediğim konu: Neyi kaybettik?

Ama ben hiçbir şeyimi kaybetmedim ki, her şeyim yanımda duruyor, diyeceksin bana; dur hiç öyle düşünme, o düşüncelere dalma.

Birçoğumuz kaybolma eylemini, nesnelerin kaybolabileceği şeklinde yorumluyoruz. Bir dakika için gözlerini kapatıp düşünür müsün, acaba bizler bugün manevi duygularımızı kaybetmiş olabilir miyiz? Evet, yanlış okumadın; maneviyatımızı kaybetmek.

Bugün gündemimizi oluşturan en öncelikli konu nedir; siyaset ve ekonomi yani maddi konular. Zihnimizi dolduran, düşüncelerimizi bizden çalan maddi meseleler.

Son yıllarda acaba kaçımız duygusal olarak düşünebiliyoruz, ülkemizde ve dünyamızda yaşananları duygularımız ile yorumluyoruz?

Sen farkında mısın bilmem ama son günlerde haber bültenlerimizde yer alan olaylar vicdanları parçalayacak türden; sadece iki gün içinde iki tane kız çocuğunun cinsel istismar edildiğini, sayısız kadınımızın şiddet gördüğünü, masum insanlarımızın caniler tarafından katledildiğini, hiçbir şeyden haberi olmayan masum bebeklerin kimyasal bombalarla bedenlerinin parçalandığını ve daha nicesini yazıyor bu haberler.

Bu haberlerin yazmadığı bir şey var: Bu kadar kötülüğe sessiz kalan bizler. Sesini sadece cebine dokunulduğu vakit yükselten bizler, bu barbarlıklara, vahşetlere sesimizi yükseltmiyoruz.

Sözde hepimiz birer medeniyet abidesiyiz, en çağdaş, en modern bizleriz. Giyimimizle, makyajımızla, saçımızla, sakalımızla; en modern bizleriz. Ama gerçeği söyleyeyim mi, bizler ancak maddiyatla insan olduğumuzu zanneden canlılarız.

Bugün bizler bu olaylara ses çıkartmıyoruz, çünkü hepimiz gelecekte bu vahşetleri işleme potansiyelini taşıyoruz (elbette herkesi kastetmiyorum). Çocuğuna ağladığı için, söz dinlemediğinden dolayı vuran bir ebeveyn, günü geldiğinde daha büyük bir olay yaşandığında şiddetin dozunu arttıracak ve çocuğunu öldürmeye kadar gidecektir.

Çok sevdiğini söyleyip, en ufacık bir tartışmada sevdiğine hakaret eden, ağır laflar söyleyen, vuran birisi, günü geldiğinde daha büyük bir tartışmada sevdiğini gözünü kırpmadan darp edecek hatta öldürecektir.

Yine bana, amma yaptın sen de, diyeceksin; lakin atalarımızın güzel bir sözü vardır: “Ağaç yaşken eğilir.”

Böyle ufak gördüğümüz davranışlar bizi eğmeye başlar, eğilmiş bir ağaç tamamen düzeltilebilir mi? Aksine zamanla eğilmeye devam eder, göğe doğru yükselecekken toprağa doğru alçalır.

Ancak bu ağacın yanına sağlam ve düz bir destek koyarsak ağacımız göğe doğru yükselir. Yani bizler, kendimizi bazı desteklerle düzeltebiliriz. Peki bu destekler nedir?

Öncelikle birazdan söyleyeceğim desteklerin bize fayda sağlayabilmesi için bir yakıta ihtiyacımız var. Nasıl ki bir araç, yakıtı olmadan kendisini oluşturan yüzlerce mekanik parçayı harekete geçiremez ise bizler de bu yakıt olmadan bu destekleri harekete geçiremez, hayatımıza tatbik edemeyiz. Kendisinden bahsettiğim yakıt, hayvanlarda bile bulunan vicdan yakıtıdır.

Vicdan duygumuzu harekete geçirmeden istediğimiz kadar kitap okuyalım, en iyi üniversitelerin en iyi bölümlerinden mezun olalım, dünyanın sayılı iş insanlarından olalım hepsi boş.

Vicdanımızı harekete geçirip kullanmaya başladıktan sonra ise çeşitli desteklerle göğe doğru yükselmeye başlayabiliriz. Bu destekler: kitap okumak, araştırmak, eğitim almak olabilir.

Sözlerimi fazlaca uzatıp seni sıkmak istemiyorum, son olarak şu cümleler ile yazımı tamamlıyorum: Elbette hayatımızı acılar üzerine inşa edemeyiz, sürekli çevremizde yaşanan kötü olayları düşünerek bir hayat yaşayamayız, lakin bu olaylara da kör, sağır, dilsiz kalamayız. Şunu unutmamalıyız ki bugün vahşete maruz kalan yarın bizim bir sevdiğimiz, yakınımız olabilir.

Yüce vicdanlı insanların bulunduğu bir dünyada yaşamak ümidiyle…

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 2 Ortalama: 5]

2
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Kaybolan Ne?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 29 Mart 2024, 14:48

    Elinize sağlık, güzel bir yazı olmuş :)

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!