Neyzen Tevfik bir gün ciğercinin önünden geçerken içeriden gelen mis gibi ciğer kokusuna dayanamaz ve bir anda kendini ciğercinin kapısının içerisine atar. Parasının olmaması yemek yemesine engel değildir. Bir porsiyon yedikten sonra bir porsiyon daha yer. Yine yiyesi vardır ama yeter der kendi kendine.
Kalkıp gitmek üzere kapıya yöneldiği anda garson durdurur ve ciğerlerin parasını ister. Fakat Neyzen mahcup ve bir o kadar da kızgın bir tavırla parasının olmadığını, ciğeri bu kadar güzel yapıp da kokusunu tüttürmelerinden dolayı onlara kızar. Parası olmayanları hiç mi düşünmezsiniz diye devam eder.
Garson çok şaşırmıştır ve olmaz öyle şey diyerek ya borcunu ödemesini ya da bugün gece yarısına kadar bulaşıkları yıkayacağını söyler.
Neyzen Tevfik biraz düşündükten sonra kağıda küçük bir yazı yazarak bu notu arka sokaktaki arkadaşına götürmelerini hesabı onun vereceğini söyler. Garson istemeye istemeye tamam der ve notu arka sokaktaki Tevfik’in arkadaşına götürür. Durumu anlayan arkadaş Neyzen Tevfik’in kaç porsiyon yediğini sorar iki cevabını alınca üç porsiyonluk ciğer parasını verir. Bir porsiyon daha yesin der. Garson meraklı gözlerle efendim biz de ısmarlarız önemli değil ama şu elinizdeki notta ne yazdığını merak ettim der. Arkadaş notu uzatır ve garson iki satırlık yazıyı okur:
Dağladı ciğerci ciğerimin yarasını
Ciğerparem veriver ciğercinin parasını