Erhan Bener’in ilk romanı olan Acemiler, 1952 yılında yayımlanmıştır. Elimdeki eser, Ayrıntı Yayınları’nın 2012 ilk basımıdır. 1929-2007 yılları arasında yaşayan Bener, otuzdan fazla kitap kaleme almış ve ulusal ile uluslararası birçok ödül kazanmıştır.
Erhan Bener’in Acemiler Romanı İncelemesi
Acemiler, 1952 yılında üç gencin kişiliklerinin ve düşüncelerinin toplum içinde yavaş yavaş şekillendiği bir dönemde geçmektedir. Roman, o dönemin Türkiye’sinin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısını ustaca gözler önüne sermektedir. Yaşamı ve toplumu anlamaya çalışan gençlerin ruhsal çatışmaları ve acıları, Bener’in derin ruh tahlilleri ile okuyucuya son derece etkileyici bir şekilde aktarılmıştır.
Roman, toplamda 190 sayfa olup, Türk edebiyatında kendine özel bir yer edinmiştir. Yayınlandığı yıllarda, karakterlerin iç dünyasını ve içsel çatışmalarını ayrıntılı bir biçimde anlatmadaki başarısı nedeniyle Erhan Bener, Dostoyevski’ye benzetilmiştir. Bu eser, gerçekten de okunmaya değer bir roman niteliğindedir.
Keyifli okumalar!
Kitaptan Alıntılar:

- – “Hanım, derdi. Senin namusuna sözüm yok, amenna, ama elin iti kopuğu bilir mi bunu? Öyle pencere önünde oturmasan iyi edersin!”
- Böylece, pencere önünde oturması yasak edildiği günden beri Melehat Hanım için, hele sıcak yaz aylarında, karşı mescidin sarmaşıklı duvarını seyretmek, kutsal bir suç tadı taşımaya başlamıştı. Miyop gözlerini kısarak, sararmış parmaklarında köylü sigarası, bu yıkık duvarı seyrederken neler düşünmezdi. (s. 35)
- Kendisini büsbütün kapıp koyuvermek için derin bir istek duyuyordu ama içindeki sessizliğin birdenbire yok olduğunu fark etti. Burada evler vardı. Evlerin içinde insanlar. İnsanların birtakım düşünceleri, kavgaları, töreleri vardı. Her biri kendi yaşamını sürdürüyor, ötekilerle ancak kendilerini ilgilendirdiği ölçüde ilgileniyorlardı. En iyileri, iyilik yapmayı değil, kötülük yapmamayı düşünüyorlardı ancak. (s. 184)