NOT: Bu hikayenin gerçek olmadığı, Nazım Hikmet’in Ceviz Ağacı şiirini 1957 yılında Bulgaristan da memleket hasreti çektiğinden dolayı yazdığı kanıtlanmış. Hikaye gerçeği yansıtmamakla birlikte sadece hikayeyi öğrenmeniz için yazıyorum.
Nazım’ın Sürgün Hayatı
Bir çoğunuz Nazım Hikmet’in hayatının polis kovalamacasıyla geçtiğini bilir. Memleket hasretiyle yaşayan Nazım memleket hasretiyle hayata gözlerini yumdu. Bu hasretini de şiirlerinde görmek mümkün.
Cem Karaca’nın Ceviz Ağacı şarkısının Nazım Hikmet’e ait bir şiirden olduğunu biliyor muydunuz?
işte o Ceviz Ağacı’nın yanlış bilinen hikayesi…
Rivayete göre, Nazım Hikmet her yerde polis tarafından arandığı günlerde sevgilisi Piraye’ye arkadaşı vasıtasıyla haber ulaştırır. Onu son bir defa görmek ister.
Fakat bu arkadaş güvenilir olmasa gerek, Nazım’ın Piraye’yle buluşacağını gidip polise anlatır. Hatta bu arkadaşı polise ”Nazım Gülhane Parkı’nda, en ulu ceviz ağacının altında olacak” , ”tam 12’de” diye anlatır
Buluşma günü geldiğinde heyecanla Gülhane Parkı’na gelen Nazım her yerde polisin olduğu görür.
Ne yapacağını bilmeden polislere görünmeden en yakınındaki ceviz ağacına tırmanır orada saklanmak zorunda kalır. Piraye ceviz ağacının altına geldiğinde onu görür ve ses çıkarmamak zorunda kalır. Çünkü Piraye’nin en ufak tepkisi Nazım’ın yakalanmasına neden olacaktır.
Polisler bir yanda, Piraye bir yanda.. Nazım ağacın tepsinde bekler..
şair her zaman yanında taşıdığı kalemini çıkarır ve o herkesin bildiği şiiri kaleme alır.
“Başım köpük köpük bulut içim dışım deniz”
”Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda
Budak budak serham serham ihtiyar bir ceviz
Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda”
Hadi büyük üstattan bir daha dinleyelim!