Ayşegül Dede’nin Yeni Kitabı: İyilik Yap Denize At
Ayşegül Dede’nin son eseri “İyilik Yap Denize At”, “İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir” atasözünü derin bir şekilde ele alarak, birlik ve dayanışma dolu bir hikâye sunuyor.
Ayşegül Dede, 1981 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. 2012 yılında kurduğu Kidsnook Masal Akademisi ile çocuklara yönelik resimli kitaplar, masallar anlatma, şarkılar söyleme ve resim çizme konularında eğitimler vermektedir. Ayrıca, “Çocukla İletişimde Hikâye Anlatıcılığı” eğitimleri ile çocukların hayal gücünü geliştirmeye yardımcı olmaktadır. Şimdiye kadar yazdığı “Hadi Masal Anlatalım”, “Masal Mutfakta”, “Duvarın Arkasında Ne Var”, “Biri, Diğer, Öteki, Beriki”, “Kanatlarım Var Benim”, “Sarı Balonun Yolculuğu” ve “Horozumu Kaçırdılar” gibi eserlerle çocuk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuştur. Yeni kitabı “İyilik Yap Denize At” ise Timaş Çocuk Yayınları tarafından yayımlanarak minik okurlarıyla buluşmuştur. Kitap, denizden ekmeğini çıkaran küçük bir sahil kasabasının sakinlerinin, gökyüzünün delindiği bir günde yaşadıkları macerayı sade ve akıcı bir dille kaleme alıyor. Eda Ertekin Toksöz’ün etkileyici resimlemeleriyle desteklenen bu eser, Ayşegül Dede’nin çocuk edebiyatındaki yeteneğinin zirveye ulaştığını göstermektedir.

Mercankaya adındaki gerçek bir balıkçı kasabasında, yerel halkın tek geçim kaynağı denizdir. Her sabah, balıkçılar tekneleriyle maviliklere açılırken, çocuklar da kasabanın tek okuluna doğru yola çıkarlar. Mercankaya’nın sevimli ve yaramaz çocuğu Selim, kasabanın tanınan bir figürü olup, yaptığı küçük şakalarla herkesin gönlünde özel bir yer edinmiştir. Selim, bir sabah sırtında kendisinden ağır olan okul çantası ile okula giderken, üzerinden geçen bir martı sürüsünü görür. Tuhaf bir ses çıkararak dikkatlerini dağıtmak ister, ama martıların üzerine pislemesiyle bu durum ona pişmanlık getirir. Üstünü başını temizlemek için kasabanın meşhur dört musluklu çeşmesine yönelir. Çeşmenin musluklarından ikisi akarken, diğerleri akmamaktadır. Selim, bu musluklardan birinde üstünü temizlerken, çeşmenin duvarında “İyilik yap denize at” yazılı bir ifade görür. Bu yazının devamında yalnızca “Balık” kelimesi seçilmektedir. Anlamını merak eden Selim, soluğu Madrabaz Hasan’ın yanında alır. Madrabaz Hasan, her sabah çay, simit ve peynirle denizi izlemektedir. Selim, tostunun yarısını denize atarken, Hasan merakla neden böyle bir şey yaptığını sorar. Selim, gördüğü yazıya atıfta bulunarak balıkları beslemek amacıyla bunu yaptığını söyler. Hasan da bu vecizenin devamını getirerek, Selim’e ne anlama geldiğini açıklar. O sırada Selim’in babası Bilal Kaptan’ın teknesinin karaya yaklaşmakta olduğunu görürler. Tekne yaklaştıkça, kıyıdaki kedilerin sayısında da belirgin bir artış olur. Fakat gri, zayıf bir kedi, dengesiz bir şekilde çöp kutularının etrafında dolaşmaktadır. Selim, kedinin açlıktan böyle hale geldiğini düşünerek ona biraz balık verir. Ancak kedinin bu dengesiz hareketleri devam etmektedir.
Bilal Kaptan karaya yanaştığında, Madrabaz Hasan ile çay muhabbeti yapmaktadır. Selim, gri kediyi onlara gösterir. Görürler ki, kedinin bıyıkları kesilmiştir. Kediler, yön bulmak ve çevrelerindeki nesneleri fark etmek için bıyıklarını kullanırlar, bu yüzden bu zavallı kedi oradan oraya sürüklenmektedir. Selim, babasına kediyi kurtarmaları gerektiğini söyler. Babası da bunu onaylar ve kediyi evlerine götürürler. Ancak Selimlerin evinde kediyi beslemek oldukça zordur. Bu nedenle Selim, kediyi okula götürmeye karar verir. Okulda, tüm öğrencilerin çok sevdiği öğretmenleri Kemal’e durumu anlatır. Kemal öğretmen ve doğuştan işitme engelli kızı Naz, kediyi sahiplenmeyi kabul ederler. Böylece kasabanın sakinleri, el birliğiyle hayati tehlike altında olan bu kedinin yaşamını kurtararak ona sıcak bir yuva sağlamış olurlar…
Ayşegül Dede, “İyilik Yap Denize At” eserinde, “İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlik bilir” atasözünü somut bir şekilde hayata geçirerek, birlik ve dayanışma dolu bir hikâye sunmaktadır. Selim başta olmak üzere, Madrabaz Hasan, Bilal Kaptan ve öğretmen Kemal ile kızı Naz gibi kasabanın tüm sakinleri, kaybolmuş bir kediyi kurtarmak için bir araya gelirken, bir kişinin çabasının nasıl büyük bir değişim yaratabileceğini gözler önüne seriyor.