Dünyada ünlü Prof. Dr. Celal Şengör’ün Dahi Diktatör Kitabından Alıntıları sizler için derledik. Yayınlandığı dönem kitabı oldukça ses getirmişti.
1. Evet, Atatürk bir diktatördü diyoruz. Niçin bir diktatördü? Bu, ilaç almayı reddeden hastaya, tedaviyi reddettiği için ilacı zorla vermek gibidir.
( Sayfa: 51 )
2. “Kaç paket sigara içiyorsunuz?” diye soran doktora: “Üç paket” diye cevap vermişti. Doktor da bunu tek pakete indirmesini söyleyip gittikten sonra Salih Bozok, “Ama Paşam siz zaten her gün bir paket içiyorsunuz” dedi. Atatürk gülerek: “Enayi miyim ben? Bir paket içiyorum desem, herif paketi üçte bire indir diyecekti.”
( Sayfa: 133 )
3. Rahmetli dedem anlatırdı; “Herkes Atatürk içkiden öldü zanneder. Hayır. Kahrından öldü.” Derdini anlatacak adamı yoktu. Arkada bıraktıklarından Atatürk’ün gerçekten ne dediğini anlayabilmiş sadece bir kişi var, o da Hasan Ali Yücel’di. Tek bir adam. Onu da nihayetinde İsmet İnönü, Amerika’nın, Rusya’nın, ağaların baskısıyla harcamıştır.
( Sayfa: 106 )
4. İnönü Atatürk’e, ”Gazeteciler dedikodu yapıyorlar. Bu memleketi daha ne kadar on bir sarhoş idare edecek” diyorlar. Atatürk şöyle cevap veriyor: ”Pardon? On bir sarhoş mu? Halt etmişler. Bu memleketi sadece bir sarhoş idare ediyor” diyor.
( Sayfa: 137 )
5. Ben şunu savunuyorum: Atatürk diktatördü. Buna hayır diyen tarih bilmiyor demektir. Ama hürriyeti öğretebilmek için bazen diktatörlük gereklidir. Sen bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor. Lider arıyor, çoban arıyor kendine insanımız. Halbuki Atatürk, bundan kurtulun diyor. “Ben size hiçbir ayet, hiçbir doktrin bırakmıyorum, kafanızı kullanın. Probleminize göre çözüm getirin.”
( Sayfa: 105 )
[geo-post target=”true” id=”3033″ label=”Önerilen Yazı”]
6. Atatürk, özgürlüğü öğretebilmek, topluma yayabilmek için bir süre diktatörlük yapmıştır.
( Sayfa: 8 )
7. Hürriyeti öğretebilmek için bazen diktatörlük gereklidir. Sen, bin sene hürriyeti hiç tecrübe etmemiş bir topluma, hürriyeti bir tercih olarak takdim edemezsin. Hüsrana uğrarsın. Bugün dahi Türk toplumunun hür olmayı öğrendiğini zannetmiyorum. Siyasi tercihler bunu gösteriyor. Lider arıyor, çoban arıyor kendine insanımız… Halbuki Atatürk; “bundan kurtulun!” diyor.
( Sayfa: 105 )
8. Genç bir subayken Paris’e gidiyor, manevralar..
Orada bir tayyareye binmek istiyor, beraber gittiği komutanlardan biri elini tutuyor, ”Kemal” diyor ”Bilmediğin aş karın ağrıtır, otur oturduğun yerde.” Atatürk’ün binmek istediği tayyare düşüyor ve içindekiler ölüyor.
Mesela Atatürk bu olaydan sonra hayatı boyunca hiçbir tayyareye binmemiştir.
( Sayfa: 131 )
9. Osmanlıca diye bir dil yok. Osmanlıca bir “esperanto”dur, yani bir sürü dilin bir araya gelmesiyle yaratılmış yapay bir dildir.
( Sayfa: 73 )
10. Atatürk Türk şemsiyesi altında bir millet yaratmaya çalışıyor. Türk şemsiyesi altında derken, biyolojik bir şemsiyeden söz etmiyor. Bahsettiği şey şu: “Türkiye Cumhuriyetini kuran insanlara Türk halkı denir.” Bu kadar.
( Sayfa: 114 )