Severek okuduğum Murathan Mungan’ın son kitabı “Harita Metod Defteri”ni sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu eser, birçok okuyucu için bir dönemin anılarını canlandıran önemli bir yapıt niteliğinde. Kitap, adeta hepimizin geçmişine ait bir parça sunuyor.
Murathan Mungan’ın “Harita Metod Defteri” Üzerine Düşünceler
Murathan Mungan, çocukluğunu ve gençlik yıllarını “Harita Metod Defteri”ne sığdırırken, yalnızca Mardin’in değil, Türkiye’nin sosyal ve kültürel yapısını da gözler önüne seriyor. Okurken, o dönemlerden bugüne yaşamımızda ve düşünce yapımızda nelerin değiştiğini sorgulamak kaçınılmaz hale geliyor.

Anıları okurken – Mardin’in benim yaşamımdaki özel yeri nedeniyle – daha da ilgiyle, adeta eski bir dostla buluşmuşum duygusunu yaşadım. İlkokula başladığım ve yıllar sonra meslek hayatımın ilk üç yılında köklü dostluklar edindiğim o güzel şehir, bu kitabın sayfalarında yeniden hayat buluyor.
Kitabı keyifle, bazen de hüzünle okudum. Murathan Mungan, fırsat buldukça okumaya çalıştığım yazarlardandır. Metis Yayınları tarafından yayımlanan bu eser, toplamda 413 sayfa uzunluğunda.
Keyifli okumalar dilerim!
Kitaptan Alıntılar:
- “1950’lerin karanlığı… Dört kadın, bir çocuk dağılmışlar, Büyükdere’de bir bahçede yapılan Demokrat Parti balosu olduğu söyleniyor. Yeni bir Türkiye yönetimi için oradalar. Büyükdere’de bir bahçedeler, yan yana durmaya çalışıyorlar, birbirlerinin yanı başında ve her biri kendi başına çok uzaklarda. Onları bir arada tutan derin bağ ve söylenmemiş onca söz…” (s.194)
- “Gökyüzünün kapı komşusu olan bir şehirde gördüğünüz rüyalar tılsımını bütün bir ömre yayar. Mardin gibi kendi içine kapalı şehirlerde duvarlar gece konuşur. Gölgesinde hikayeler barındıran evlerin, geceleri el ayak çekildikten sonra kendi kendine konuşan hikayeleri vardır. Kulak kabartmayı öğrendiğinizde şehir size sırlarını açar.” (s. 242)