featured
  1. Yazılar
  2. Kitap İnceleme
  3. Dan Levitt’in ‘Hepimiz Yıldız Tozuyuz’ Kitabı Yayınlandı

Dan Levitt’in ‘Hepimiz Yıldız Tozuyuz’ Kitabı Yayınlandı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dan Levitt’in “Hepimiz Yıldız Tozuyuz” Kitabı Yayınlandı

Dan Levitt’in “Hepimiz Yıldız Tozuyuz” adlı eseri, Metis Yayınları tarafından Şevkan Uzel çevirisiyle okuyucularla buluştu. Bu kitap, evrenin ve varoluşun derin sırlarını keşfederken, aynı zamanda bilim tarihine de ışık tutuyor.

Tanıtım Bülteninden:

Cansız nesnelerden tamamen farklı olduğunuzu düşünebilirsiniz; ancak nihayetinde bedenlerimiz de evrende bulunan elementlerden meydana gelmektedir. Eğer 70 kg ağırlığındaysanız, vücudunuz yaklaşık 10 kg kömür oluşturacak kadar karbon, bir tuzluğu dolduracak miktarda tuz, birkaç yüzme havuzunu dezenfekte edecek kadar klor ve 7,5 santimlik bir çivi yapmak için yeterli demir taşıyor demektir. Peki, bu elementler nereden geldi ve bizi nasıl oluşturdu?

Evrendeki tüm maddenin -çevremizdeki ve içimizdeki her şeyin- nihai bir doğum günü vardır: Büyük Patlama. Dan Levitt, atomlarımızın Büyük Patlama ile başlayan uzun yolculukları sırasında nasıl yıldızlara dönüştüğünü, gezegenimizin biçimlenmesini sağladığını ve bu cansız atomların hayret verici şekillerde birleşerek nasıl canlılığı yarattığını, dolayısıyla bizim ortaya çıkmamızın mümkün kıldığını anlatıyor. Ayrıca, bedenlerimizdeki hücrelerin muazzam mekanizmalarıyla tabaklarımızdaki yiyecekleri nasıl dönüştürdüğünü de detaylandırıyor.

Ancak yaşamın hikâyesi kadar, onun sırlarını çözme yolunda önemli adımlar atan bilim insanlarının hikâyesi de bu kitapta yer alıyor. Kıran kırana rekabetler, takıntılar, hayal kırıklıkları, ani aydınlanmalar ve elbette safi tesadüflerin önemli bir yer tuttuğu heyecan verici bir bilim tarihi anlatısı sunuluyor. Usta bir hikâye anlatıcısı olan Levitt, akıcı bir dille kaleme aldığı bu eseriyle bilime ve bilim tarihine meraklı tüm okurlarımızın ilgisini çekeceğini umuyoruz.

Kitabın İçeriği ve Bilim Tarihine Katkısı

“Bütün büyük hakikatler, ilk başta kutsala saygısızlık olarak görülür.” George Bernard Shaw

1931 yılının soğuk ve Londra için alışılmadık biçimde yağmursuz bir eylül gününde, kısa boylu tıknaz bir adam, geriye taranmış saçları ve delici bakışlarıyla Storey’s Gate Caddesi’nde yürüyordu. Georges Lemaître, o sırada otuz yedi yaşındaki Belçikalı bir fizik profesörüydü. Westminster Abbey yakınlarındaki büyük bir konferans binası olan Central Hall Westminster’a girdi. Binadaki büyük salonun yüksek kubbesi, Britanya Bilimi İlerletme Topluluğu’nun yüzüncü yıldönümü kutlamaları kapsamında verilen konferanslara ihtişam katıyordu.

Lemaître’in, iki bin kişilik dinleyici kitlesinin önünde konuşma yapacak olmanın getirdiği endişeden tamamen uzak olduğunu düşünmek zor; zira aralarında dünyanın en saygın fizikçilerinin yer aldığı bu kitleye delilik sınırlarında gezen bir kuram sunacaktı. Lemaître, aynı zamanda bir Katolik papazıydı ve fizikçilerin yeni yeni ilgilenmeye başladığı evrenin evrimi konulu bir oturumda konuşma yapacaktı. Üzerindeki beyaz yakalı siyah papaz cüppesi ile günah çıkarma itiraflarını dinlemeye hazır gibi görünüyordu; fakat kürsüye çıktığında teolojiye tehlikeli ölçüde yaklaşan bir fikir sundu. İddiasına göre, tüm evrenin minik bir “ilksel atom”dan patlayarak ortaya çıktığı bir an vardı.

O gün dinleyici kitlesinin ileri gelenlerinden çok azı onun sözlerini ciddiye aldı. Bazıları, hayrete düşmenin ötesinde, ona büyük bir kuşkuyla baktı. Oradaki fizikçilerin ve astronomların neredeyse tamamı, evrenin hep var olduğunu düşünüyordu; dolayısıyla Lemaître’in aksine olan bu iddia oldukça absürd görünüyordu.

O gün, Lemaître’in bu sezgisi, bilimdeki gelmiş geçmiş en büyük başarılardan birine kapı aralayacaktı. Kendimizi de kapsayan her maddeyi oluşturan en temel parçacıkların varlık kazandığı tek bir anın keşfine giden ilk adım atılmıştı.

Bir Bilim İnsanı Olarak Lemaître’in Yolculuğu

Bir Bilim İnsanı Olarak Lemaître’in Yolculuğu

Lemaître’in hakikat arayışı, Birinci Dünya Savaşı’nın kana bulanmış siperleri ardında başlamıştı. Savaştan önce Leuven Katolik Üniversitesi’nde öğrenci olan Lemaître, maden mühendisi olarak düzgün bir kariyer yapma niyetindeydi. Ancak 4 Ağustos 1914 sabahı, Alman birlikleri Belçika sınırına akın ederek Avrupa’yı savaşa sürükledi. Lemaître ve kardeşi, bisiklet gezisi planları varken hemen gönüllü askerliğe yazıldılar ve dört gün boyunca yürüyerek cepheye ulaştılar.

Lemaître, piyade eri olarak savaşın ilk başarılı zehirli gaz saldırısına tanık oldu. Kimyacı Fritz Haber’in parlak fikri üzerine harekete geçen Kaiser’in ordusu, cepheye klor gazı saldı. Gaz, hiçbir şeyden haberi olmayan askerlerin ciğerlerini eritmeye başladı ve onları savaş meydanından feryatlar içinde çekilmeye zorladı. Lemaître’in çalışma arkadaşlarından birinin dediği gibi, “Olayın dehşeti, belleğinden hiçbir zaman silinmeyecekti.” Daha sonra topçu sınıfındayken korkunç patlayıcı mermi atışmalarının ortasında kaldı.

Aile içinde anlatılanlara göre, bilimsel eğilimi Lemaître’in terfi etmesine engel teşkil etmişti çünkü amirinin balistik hesaplamalarını düzeltmeden duramıyordu. Lemaître, savaşa giderken fizik kitaplarını da yanına almıştı ve siper çatışmaları durduğunda, top mermilerinin uçmasını beklerken Fransız fizikçi Henri Poincaré’nin eserlerini okumayı başardı. Savaş ortamında yalnızca iki avuntuya sahipti: fizik ve dua.

Lemaître cepheden madalyalı bir gazi olarak döndü; kardeşi de subay olmuştu. Ancak savaş, ruhunu dağlamıştı. Dört yıl sonra barış geldiğinde, mühendis olarak çalışacağı bir kariyerde ilerlemek ona önemsiz gelmeye başlamıştı. Ama çok sevdiği iki konu arasında kalmıştı: din ve bilim. Belçika’daki üniversiteye döndüğünde, matematik ve fizik alanında yüksek lisans yaptı. O dönem oldukça heyecan verici bir zamandı. Berlin Üniversitesi’nde Albert Einstein, bir nesnenin kütlesinin etrafındaki uzayı ve zamanı büktüğü şeklinde sıradışı bir kuramla meslektaşlarının kafasını karıştırmıştı; Lemaître ise büyülenmişti.

Mezuniyetin ardından Lemaître, ilahiyat okuluna kaydoldu ve şöyle dedi: “Hakikate ermenin iki yolu vardı; ben de ikisini birden izlemeye karar verdim.” Lemaître papaz unvanı alır almaz yoksulluk yemini etti ve Les Amis de Jésus adındaki dini topluluğa katıldı. Ardından vakit kaybetmeden fiziğe döndü.

Okuldaki ileri görüşlü profesörlerin bir kısmı, Aquinolu Tommaso’nun öğretisini takip ederek, kutsal kitabın bilim için hakiki bir rehber olamayacağını öğretiyordu; tıpkı bilimin de dine rehberlik sunamayacağı gibi. Lemaître, kardinalinin de desteğiyle Arthur Eddington’la çalışmak üzere İngiltere’deki Cambridge Üniversitesi’ne gitti. Eddington, dört yıl önceki güneş tutulması yaklaşırken Batı Afrika ve Brezilya kıyılarından yapılacak gözlemleri organize etmiş ve Einstein’ın haklı olduğunu kanıtlayan fotoğraflarla dönmüştü.

Eddington’ın gözlemleri, Einstein’ın öngördüğü gibi kütlenin uzayı ve zamanı büktüğünü kanıtlamış ve iki bilim insanı da üne kavuşmuştu. Lemaître, görelilik üzerine çalışma yapmak için geldiğinde, Eddington bu yeni öğrencinin “müthiş zeki ve sezgili” biri olduğunu gördü. Öğrenci o kadar etkileyiciydi ki, İngiltere’de geçirdiği yılın ardından, Eddington ona Harvard Üniversitesi’ndeki arkadaşı Harlow Shapley ile çalışma önerisini sundu. Shapley, galaksimizin büyüklük ölçümünü yapan ilk astronomdu.

Lemaître, 1924 yılında, tam da astronomi yeni gözlemlerle çalkalanırken ABD’nin Massachusetts eyaletindeki Cambridge’e gitti. İki yıl öncesine kadar, çoğu bilim insanı tüm evrenin Samanyolu ile birkaç başka galaksiden ibaret olduğunu düşünüyordu. Ancak 1922’de, Kaliforniya’daki Wilson Dağı Gözlemevi’nden Edwin Hubble, evrenin çok daha büyük olduğunu keşfetmişti. Akla hayale sığmayacak kadar fazla sayıda galaksi vardı evrende; New York Times gazetesi, her birinin bizimkine benzeyen bir “ada evren” olduğunu duyurdu. Evrenin ufacık bir köşesinde yaşadığımızı fark etmek insanı alçakgönüllülüğe sevk eden bir deneyimdi; evren hakkında öğrenilecek daha bir sürü şey olduğunu bilmek ise heyecan vericiydi.

1
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Dan Levitt’in ‘Hepimiz Yıldız Tozuyuz’ Kitabı Yayınlandı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.