Zülfü Livaneli‘nin yeni kitabı Kaplanın Sırtında Kitabından Alıntıları sizler için derledik. Kaplanın Sırtında, II Abdülhamid devrine ışık tutuyor. Herkese keyifli okumalar..
“Batmak üzere olan bir gemide, suların yükselmeye başladığı koridora açılan kamarasına kapatıldığı için hiçbir şeyin farkında olmayana zavallı eski bir kaptan gibiydi.”
“Bir insanı tanımak bir imparatorluğu tanımakmış,” diye mırıldandı.
“İktidar ölüm getirir, mutlak iktidar ise mutlak ölüm getirir.”
Oysa küçük bireysel bir hayat hikayesi ile bağ kurmak büyük hikayeye heyecan katıyor ve insanların kendi deneyimlerinin önemini anlamasını sağlayarak büyük öykünün de aydınlanmasına yarıyor.
“Zaten devleti padişah yönetmez, devlet adamları yönetir. Onlar iyiyse sana iyi derler, kötüyse kötü.”
“Merak iyidir ama insanın içinde kalırsa hasta eder.”
“Bu adam zulüm yaptıysa bile çok korktuğundan yapmıştır, diye geçirdi içinden.”
“Ben kolerayı ,vebayı, tifüsü yenmiş adamım diyordu doktora. Ama bunun çaresinin korkmak, çok korkmak olduğunu da bilirim, salgından korkacaksın…”
Kanun-ı Esasi’yi hiç tereddüt etmeden kaldırıvermişti. Oysa onu tahta geçirenlere verdiği en önemli söz Kanun-ı Esası uygulamaktı. Onları da aldatmıştı işte. Gazeteler sansürden geçtiği için hiçbiri haberi doğru veremezler
“Selanik’i vererek kurtulmayı aklından bile geçirmesin kimse,” diye bağırdı. “Selanik düşerse İstanbul da elden gider!”
“Yaşayan bir ölüyüm artık. Beni önce siyasetle öldürdüler, şimdi de hıyanetle.”
“Bu adamın ölüm korkusundan kurtulmasının tek yolu var, o da ölmesi.”
Ruhumu huzurla teslim etmek için doğru bilinmeye, hayırla anılmaya ihtiyacım var.
Ben artık ölümün ayak seslerini duyan bir insanım.