Bir hüzün edasında yine… Her yer buram buram hasret kokuyor. Koskoca bir vatan kan ağlıyor. Gözler her yerde seni arıyor. Veda etmek insana bu kadar mı zor geliyor? Etraf buz kesiyor sanki. İliklerine kadar hissediyor soğuğu. Hissizliğin içinde bir acı insanı büsbütün eriten. Ankara’nın üstünde kara bulutlar, toprağa damlayan göz yaşları ve hala öldüğünü kabullenemeyen toplum. Bir ulusa can veren ellerin şimdi kaskatı kesilmiş, yüzün donuk, çevirmiyorsun gök mavisi gözlerini, kahrediyor işte bu umutsuzluk. Toprak kabul etmiyor sanki. O bile kabul etmiyor sensizliği. Bir şeyler oluyor, düğümleniyor boğazım, elveda diyemiyorum sana. Çığlık çığlığa gitme kal demek istiyorum. Vazgeçemiyorum biliyorum daha bitmedi yapacakların, biliyorum istemiyorsun gitmek. Sinmişsin vatanın taşına, toprağına, her bir zerresine kazınmışsın. Şimdi nasıl bırakırsın hepsini geride? Nasıl unutabilirim ki seni? Samsun’a gelişini, düşmanlara göğüs gerişini, aydınlıktan vazgeçmeyişini, mavinin umut olduğunu senin vatan demek olduğunu. Söyleyin ağlasın gökyüzü, kararsın şafak vatan bağrında açan tek çiçeğini uğurluyor halk, değerini bilsin toprak. Ufuklar belli belirsiz, etraf karanlık, güneş doğmaz bir daha, yıldızlar nasıl tutmuyorsa yerini güneşin, binlerce çiçek bize seni unutturamaz.
Türk’ün Gözyaşı
Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]