Mine Söğüt
1968 doğumlu olan Mine Söğüt, uzun yıllar gazetecilik yaparak edebiyat dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur. Yazın hayatında kendine has bir üslup geliştiren yazar, birçok başarılı esere imza atmıştır.
Daha önce “Beş Sevim Apartmanı” adlı eserini okuyup sizlerle paylaşmıştım. Bunun yanı sıra, yazarın “Deli Kadın Hikayeleri”, “Şahbazın Harikulade Yılı 1979”, “Darbeli Kalemler”, “Dolapdere – Kürt Kediler”, “Çingene Kelebekler” ve “Kırmızı Zaman” gibi önemli eserleri de bulunmaktadır.
Mine Söğüt’ün sıradışı kurgusuyla kaleme aldığı “Madam Arthur Bey ve Hayatındaki Her Şey” romanı, mutlaka okunmaya değer bir yapıttır.
Romanın baş karakteri Olcayto Ran, yazacağı yeni romanı için eski fotoğrafların peşine düşer. Bu süreçte, Madam Arthur Bey’in korkunç dünyası ve onun derin sırlarıyla tanışır. Eser, tahmin edemeyeceğiniz bir olay örgüsü sunarak okuyucusunu içine çeker.
İlginç ve derinlikli bir roman okumak isteyenlere kesinlikle öneriyorum.
Kitaptan Alıntılar:
- “Her gerçek, her zihinde yeni bir gerçekliğe bürünür. Kimse kimsenin hikayesini anlatamaz. Herkes, herkesin hikayesini yeniden yazar. Anılar izafidir. Tıpkı zaman gibi.” (s.74)
- “Ama hiçbir şeyi unutmayacak. Unutmak istiyor ama unutamıyor. Çünkü kader yuvarlak. Ne yöne giderse gitsin, insan aynı yere varıyor ve aynı yollardan geçiyor. Bundan sonra da, bu zamana kadar yaşadıklarından başka şeyler yaşamayacak.” (s.111)
- “Dünya çok büyük, zaman çok geniş. Bu büyüklük ve genişlik her şeye kadir. Varlıkları, gerçekleri ve istekleri birbirine karıştırabiliyor. İrili ufaklı delikler açıp her şeyi o deliklerden içeri/dışarı atabiliyor. Herkes herkes, her şey her şey olabiliyor.” (s.115)