Medya ve Yazarın Konumu: Leylâ Erbil’in Düşünceleri
“Bir yazar gücü ne yapsın ki? Gerçek yazar, güçten ve ünden de utanır; zira nasıl bir dünyanın kendisine sunulduğunun bilincindedir. En azından aramaz… Bir köşede keşfedilmeyi, olmazsa sessiz sedasız öbür dünyaya gitmeyi bekleyemez mi? Şurası doğru: medya, tüketim amacıyla da olsa bazen sizi saklandığınız köşeden bulabilir; kimi vakit, ileriyi gören “medya tilkileri” kapınızı çalanlardır, kimi vakit yukarıda sözünü ettiğim dosdoğru insan olmakta ısrar edenler! Ben sadece sesli düşünüyorum, yani yazarak? Ama medya, kullanarak yaşamak zorundadır! En çok da medyatik olanı. Çünkü insanların zaaflarını emerek rating alır medya; savaşları, kanı, dini, ahlakı, acıma duygusunu kullanır. Onu beslemek çok zordur: kanla da beslenecektir, kültürle de?”
Leylâ Erbil – Zihin Kuşları s. 86, Media – Medeia başlıklı denemesinden. Edebi ve toplumsal konulardaki derin düşüncelerini, uzun bir söyleşiyle birleştirdiği bu kitapta Leylâ Erbil, yine kendisine özgü bir tavır almış ve kendisini doğru bir konumda ifade etmiştir. Kitaba uzun bir önsöz yazmış olan Selahattin Hilav, “kendi olmak” ile “kendisi için varlık” sorunsalını ele alarak, kitabın ilerleyen bölümlerinde Erbil’in düşüncelerinin derinliğini açığa çıkarmaktadır.
Örneğin, Nedim Gürsel’in “önemli olan ’kendiniz’ olmak değil, bence, dünyada olmak. Yani iletişim araçları sayesinde giderek küçülen bir dünyanın parçası olmak…” şeklinde özetlediği görüş, bu bağlamda eleştirilmektedir. Medya ve reklam gurularının parlatmış olduğu bazı yazarlar hakkındaki yargı ve değerlendirmelerini okumanın yanı sıra, Leylâ Erbil’in özellikle Elif Şafak’ın yazarlığı hakkındaki düşüncelerini bilmek, okuyucunun merakını uyandırmaktadır. Zira Orhan Pamuk’u eleştirirken sarf ettiği “kendisinde karşılığı olmayan konuları yazıyor, sanki bilmediklerini yazma hırsına kapılmış, sentetik” gibi ağır eleştiriler, bu tür yazarların çeşitli toplumsal olaylar karşısındaki konumları bilindiğinde daha iyi anlaşılabilir hale gelmektedir.
Sait Faik’in gözlemciliği ile küçük insanların hayatını anlatmadaki başarısı ve derin insancıllığına dair bölümler, kitabın yakın dönem edebiyatı ve kurtuluş tarihimizdeki iki önemli figürü hakkında dikkat çekici değerlendirmeler içermektedir. Kitabın son 40 sayfasını kaplayan, Yılmaz Varol ile yapılan söyleşi, Leylâ Erbil’in tutarlı görüşlerini öğrenirken okuyuculara bilgi edinme ve düşünme fırsatı sunmaktadır.
İş Bankası Kültür Yayınları, 2011 (2. Basım)
Leylâ Erbil (1931 – 2013)