Gençler Bildiğiniz Gibi Değil diyor Jale Sancak!
Yazar, kitabında farklı sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik çevrelerden gençlerle gerçekleştirdiği derin söyleşileri aktararak, onların gençliğe, hayata ve dünyaya bakış açılarını, beklentilerini ve sorunlarını çok çeşitli ağızlardan dile getiriyor.
Bu eser, bildiklerimizin ötesinde var olan ve düşüncelerini cesurca ifade eden gençleri daha iyi anlayabilmek için oldukça etkileyici bir kaynak niteliğinde.
Kitabı ilginç ve okunması gereken bir eser olarak buldum, kesinlikle öneriyorum.
Kitaba, Altay Öktem, Bahadır Baruter, Gündüz Vassaf, Haydar Ergülen, Hakan Günday ve İpek Ongun gibi önemli isimler de yorumlarıyla katkıda bulunmuşlar. Özellikle Hakan Günday, okuyucularıyla bir öykü de paylaşmış.
Kırmızıkedi Yayınları tarafından 2011 yılında yayımlanan bu kitap toplamda 148 sayfadan oluşuyor.
Yazar Jale Sancak’ın, 2014 Duygu Asena Roman Ödülü’nü ”Fırtına Takvimi” adlı romanıyla kazandığını da hatırlatmak isterim. Bu kitap, okunacaklar listemde yerini aldı.
Gençlerin dünyasını daha iyi anlamak isteyenler için; Burada Mutlu Değilim sizi bekliyor…
Kitaptan Alıntılar:
-Neden intihar etmek istediğini kendi kendine soruyor musun, sorguluyor musun bunu?
Hayattan nefret ettiğim için. Yok olmak istediğim için. Hiçlik isteği. Yani hiçbir şey istemiyorum. Kayıplara karışmak istiyorum. Ölümden sonraki hayatı, eğer varsa onu da istemiyorum. Yaşamdan ve olmaktan nefret ediyorum. (s.30)
-Sence nasıl bir dünya düzeni olmalı Can Ali?
Nasıl bir dünya düzeni… Bilmiyorum. Ben dünyanın genel müdürü olma işini bıraktım. Çünkü her şeye çözüm üretmeye kalkarsanız, kendinize çözüm üretemezsiniz. Kendinizi geliştirip, kendi hayatınız için bir şeyler yapmalısınız ve bir gün bunları düşünmeniz gerekirse, düşünecek pozisyonda olursunuz. Benim şimdi bunlara kafa yormam, ne bana ne de başka insanlara, ne de ülkeye fayda sağlayacak. Elbette oturup düşündüm, bunları düşünmemek elde değil; ancak ben politikaya pek inanmıyorum. (s.53)
-Niye? Erken evlilik bir hata mı sence?
Büyük bir hata. Fakat görücü usulü evlilikler genellikle daha uzun sürüyor. Benim böyle bir tezim var. Görücü usulü evliliklerde birbirinizi tanıma şansınız yok. Evleniyorsunuz, ilk iki-üç yıl birbirinizi tanıyarak geçiyor. Üç seneden sonra birbirinize alışıyorsunuz; beş yıl oluyor. Ondan sonra birbirinizi benimseyince de evlilik sürdürülebiliyor. (s.88)