İklim değiştiren,
Esintiler var sesinde.
Bir çöl sıcağında,
Yüreğimi serinleten sözler,
Kıyılarıma vuruyor.
Güneş usul usul batarken,
Gözlerin doğuyor.
Ve gece sakin bir renk oluyor,
Gözlerinde. Güneşe mi bulandın
Gün batımı kızıllığı var
Teninde.
Gülüşünü gördüm açan gülde.
Hadi gel,
Sen bana Gülüşünden ver,
Ben sana ömrümden…
Dans eden kelebekler,
Bir şimal rüzgarı,
Efsunlu gülüşler,
Cennet iklimli bakışlar,
Güneş alev alev saçlarında,
Gamzelerin gitgide çoğalıyor,
Kayboluyorum sende.
Yıldız kayan bir gecede,
Gül dudakların gülünce,
Bir gül bahçesine dönüyor,
bu sahil.
Hadi gel,
Sen bana Gülüşünden ver,
Ben sana ömrümden…
Gözlerim kapalı derin hülyalar,
Birbirini avutur aşina yaralar,
Menekşeler güller papatyalar,
Sıralanır peşi sıra,
Çiçek tarlasına döner yüzün.
Bir gül açar gül dudağında,
Bahar olur gülüşün.
Sen bana gülüşünden ver
Ben sana ömrümden…
Toplasam dünyanın,
Bütün güllerini,
Bir gülümsemen etmez.
Hadi gel,
Sen bana Gülüşünden ver,
Ben sana ömrümden.
Bir demet papatya
Göndermişsin,
Bunları gülüşünden
Topladığın besbelli.
Hadi gel,
Sen bana gülüşünden ver,
Ben sana ömrümden…
Gün veda ederken,
Aklımdan geçer
Sol yanıma yakışanım.
Bir penceredeki saksı,
Bir sahildeki bank gibi
Yalnızlığım.
Yıldızlar altında gülüşün,
Olsun yorganım.
Papatyalar açarken
Beni uyandırın.
Gülüşün ah o gülüşün,
Bir ömre bedel !
Hadi gel,
Sen bana gülüşünden ver,
Ben sana ömrümden…
Şükrullah Yavuzer
26.04.2022