Hıfzı Topuz’un Eserleri Üzerine
Geçmişte sizlere, Hıfzı Topuz’un Neyzen Tevfik’i anlattığı “Çılgın ve Özgür” ile Nazım Hikmet’i ele aldığı “Hava Kurşun Gibi Ağır” adlı eserlerini tanıtmıştım. 1923 doğumlu hukukçu, gazeteci ve yazar olan Hıfzı Topuz’un kazandığı ödüller o kadar fazla ki, tümünü sıralamak neredeyse imkansız. Kendisi, okumaktan büyük keyif aldığım bir yazar.
Hıfzı Topuz, inceleme, araştırma, anı, söyleşi ve roman gibi çeşitli edebi türlerde çok sayıda eser vermiştir. Bloğumda bahsettiklerim dışında, yazarın “Tavcan”, “Taif’te Ölüm”, “Abdülmecid”, “Gazi” ve “Fikriye” adlı eserlerini de büyük bir zevkle okumuştum.
2007 yılında Orhan Kemal Roman Armağanı’na layık görülen “Başın Öne Eğilmesin” adlı eseri, yalnızca Sabahattin Ali’yi tanımanızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda tek partili Türkiye’nin son dönemine dair önemli bir tanıklık sunar. O dönemin düşünce, ifade ve basın özgürlüğü konularında yaşanan sıkıntılar, aradan geçen yıllara rağmen hala günümüzde de devam etmektedir. Özgürlükler adına bir arpa boyu yol alamamanın acısını hissedecek ve bu durum karşısında üzülmekten kendinizi alıkoyamayacaksınız.
Kitapta yer alan fotoğraflar, Sabahattin Ali’nin hayatında önemli bir yere sahip olan kişileri tanıma fırsatı sunarak eserin güzelliğini bir kat daha artırıyor.
Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan romanın elimdeki 2013 yılına ait 12. basımı 259 sayfadan oluşmaktadır.
Sabahattin Ali okurları, bu değerli yazarı daha derinlemesine tanımak istemez misiniz?
Keyifli okumalar dilerim…
Kitaptan Alıntılar:
- Dünyaya herkes, kaderinde olan bir görevi yerine getirmek için gelirmiş. Ben de zannediyorum ki, sadece aşık olmak, zaman, yer ve mekan düşünmeden aşık olmak için gelmişim.
- Bereket ki boylu poslu yakışıklı bir delikanlı değilim. Yoksa kendi kendime tutuşmakla kalmaz, karşılık da görür, her şeyi maceralara hasrederdim. Şimdi, kendi kendime gelin güvey olurken başka işler peşinde koşacak, yazı yazacak zamanım oluyor. (s.56)
- Dünyada bana “Ne istiyorsun?” diye sorsalar, hiç düşünmeden vereceğim cevap şudur: “Anlaşılmak istiyorum.” Biraz aklı başında olan herhangi bir adam sorsalar, vereceği cevap mutlaka bu olacaktır.
- Herkesten uzak bir yerde, karanlık bir gecede, otların ve yıldızların bile sustuğu bir anda, hiç kımıldamadan yanımda duran sevgili bir vücuda kafamdakileri aktaracağımı ve onun da beni anlayabileceğini zannediyorum. (s.78)