Ahmet Haşim, Türk edebiyatında doğanın büyüleyici güzelliklerini ve insana özgü en derin duyguları şiirlerinde bir araya getiren eşsiz bir şairdir. Ahmet Haşim’in 10 Şiiri Şiirlerinde, kimi zaman bir sonbahar akşamının melankolisini, kimi zaman ise göllerin sakin sularında süzülen bir huzuru hissedersiniz. Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati topluluklarından edindiği estetik anlayışı, “Sanat için sanat” ilkesiyle harmanlayarak, kendine has bir şiir dili yaratmıştır.
Mesela Ahmet Haşim‘in çocukluğundan bir anı, onun doğaya olan ilgisinin kökenlerini anlamamıza yardımcı olabilir: Haşim, gençlik yıllarını Bağdat’ta geçirirken Dicle Nehri’nin kıyısında saatlerce oturur ve suyun huzur veren dalgalarını izlerdi. Belki de o günlerin izleri, bugün onun dizelerinde hepimize ulaşan o büyülü atmosferi yaratmıştır.
Bu yazıda sizlere, Ahmet Haşim’in en güzel şiirlerinden 10 tanesini derledik. Hazırsanız, onun o büyülü dünyasına doğru bir yolculuğa çıkalım!
Merdiven
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak…
Sular sarardı… yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller,
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller…
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
O Belde
Bir hayâl âlemi aksettiren engin deniz,
Sanki milyonlarca ruhun ruhudur.
Görmüşüz serviler altında bir sır mâbedi,
Bir nehrin menbaı kabrinde yatan bir sevgili.
Bir Günün Sonunda Arzu
Yorgun gözümün halkalarında
Güller gibi bir hatıra var.
Gönlümdeki izler ki hummâlar,
Zağfiran rengiyle donar.
Eylül Sonu
Güçsüz bir ihtiyar gibi titreyen güneş,
Solgun ayaklarının altında suların.
Büyülenmiş bir ruh gibi sessiz,
Ve unutulmuş bir yoldayız.
Göllerde Bu Dem Bir Kamış Oltası
Göllerde bu dem bir kamış oltası
Dertli bir sazdır ve rüzgâr boyunca
Solgun bir suların kalbinde uzar
Ve bir ağaç gölgesinin etrafında dolaşır.
Havuz
Akşam kızıllığında yüzerken bu havuz,
Görünür ormanlarda uyuyan bir rüya.
Derin hayallerden bir şeyler taşır bu su,
Sanki gökyüzünde bir menekşe bulutu.
Bir Yaz Gecesi Hatırası
Mehtaplı bir yaz gecesi, incecik bir rüzgâr
Bir dantel gibi dokunduğu dalgalarıyla deniz,
Göğsümde uyuyan bir çocuktu hatıralarım.
Piyale
Hülyalara uzanmış mavi bir iptir sular,
Kadehlerden dökülmüş bir billurla bu diyar.
Akşamlar bir kanat gibi iner gözlerinize,
Ve her ruh bir yıldız gibi karışır denize.
Serab
Sahralarda serap gibi titreşen bir ışık,
Düşlerde yitmiş bir zamanın arkasında.
Bir izdirap seli dolup kalbimden taşar,
Ve ruhumun içinde hep bir yitik bahar.
Sonbahar
Ağır bir rüzgar eser; sararmış dallar,
Bir bir dökülür toprağa yapraklar.
Gönlümde bir baharın,
Efkârıyla titrer sular.