hayvanlardan tanrılara sapiens

Yuval Harari’nin Sapiens Kitabından Alıntılar

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yuval Harari’nin Sapiens Kitabından Alıntılar Yuval Harari, yazmış olduğu bu kitapla 21. yüzyılda adını duyurmayı başarmış ender tarihçilerden birisi. Doktorasını Oxford Üniversitesi’nde tamamlamıştır. Günümüz ve geleceğe ışık tutan ve bunu harika diliyle yorumlayabilen etkin isimlerden birisidir.

Bu yazımızda Sapiens kitabından alıntılar ile bakış açınızı değiştirebilecek sözleri sizler için derledim. Keyifli okumalar!

Yuval Harari’nin Sapiens Kitabından Alıntılar

Aramızdaki fark bireysel seviyede değil, toplumsal seviyededir, Homo sapiens’in yani bizim dünyaya hükmedebilme sebebimiz uyumlu şekilde ortaklık kurabilmemizdendir.

“Evrende hiçbir tanrı, millet, para, insan hakkı, yasa ve adalet insanların ortak hayal gücü dışında var olmaz. Ne demek bu? Uyduruyoruz! Her şey tamamen bizim hayal gücümüzle var oluyor.”

“Dini inançlar konusunda anlaşamayan Hristiyanlar ve Müslümanlar paraya inançta anlaşıyordu, çünkü din bir şeye inanmamızı isterken, para başkalarının da bir şeye inandığında inanmamızı ister.”

…para karşılıklı güven sistemidir, ama sıradan bir güven sistemi değil: Para şu ana kadar yaratılmış en evrensel ve en etkili karşılıklı güven sistemidir.

Bazen, taşocağına çıkılan yamaçta, iri bir kaya parçasının altında kasları titrediğinde, onu ayakta tutan tek şey kararlılığı oluyordu. 

Para parayı, fakirlik de fakirliği çeker. Eğitim daha fazla eğitimi, cehalet daha fazla cehaleti doğurur. Bir dönem tarihin kurbanı olanların, tekrar kurban olması yüksek ihtimaldir. Aynı şekilde, tarihin zamanında ayrıcalık tanıdığı kesimlerin tekrar ayrıcalıklı olma ihtimali yüksektir.

Sapiens Kitabından Alıntılar
Sapiens Kitabından Alıntılar

Modern Batılılar, ırk hiyerarşisi fikriyle dalga geçmek üzere eğitilirler. Siyahların beyazların mahallesinde yaşamasını, beyazların okullarında okumasını veya beyazların hastanelerinde tedavi görmesini engelleyen yasalar onları şoke eder. Ancak zenginlerin diğerlerinden ayrı ve daha lüks mahallelerde yaşamalarını, yine ayrı ve daha prestijli okullarda okumalarını ve diğerlerinden farklı olarak daha iyi donatılmış hastanelerde tedavi görmelerini öngören zengin-fakir arasındaki hiyerarşiyse pek çok Amerikalı ve Avrupalıya gayet normal gelmektedir.

Eski Mısır’da zengin bir adam, asla ilişki sorununu karısını Babil’e tatile götürerek çözmeyi düşünmezdi. Bunun yerine karısına, hep istediği şaşaalı bir mezar yaptırırdı.

Her zamankinden daha güçlüyüz ama bunca güçle ne yapacağımızı bilmiyoruz. Daha da kötüsü, insanlar her zamankinden daha sorumsuz gibiler. Uymamız gereken yegane yasalar fizik yasaları ve kendi kendini yaratmış küçük tanrılar olarak kimseye hesap vermiyoruz. Diğer hayvanları ve etrafımızdaki ekosistemi sürekli mahvediyoruz ve bunu karşılığında sadece kendi konforumuzu ve eğlencemizi düşünüyoruz, üstelik tatmin de olmuyoruz.

Ne istediğini bilmeyen, tatminsiz ve sorumsuz tanrılardan daha tehlikeli bir şey olabilir mi?

Kısa süre içinde kendi isteklerimizi de şekillendirebileceğimizden, belki de bizden cevap bekleyen en önemli soru, ”Neye dönüşmek istiyoruz?” değil, ”Neyi istemek istiyoruz?” dur. Bu soru karşısında ürpermeyenler muhtemelen soru üzerinde yeterince düşünmemiştir.

sapiens yuval noah harari
Sapiens Kitabından Alıntılar

Mutluluk belki de, bir insanın anlamla ilgili sanrılarını, hakim kolektif sanrılarla uyumlu hale getirmesidir. Kişisel hikayelerimiz, etrafımızdakilerin hikayeleriyle uyumlu olduğu sürece hayatın anlamlı olduğunu ileri sürebilir ve bu bilinçle mutlu olabiliriz.

Bu aslında oldukça üzücü bir sonuç; mutluluk gerçekten kendi kendini kandırmaya mı bağlıdır

Ortalama bir Mısırlı’nın açlık, hastalık veya şiddetten ölme ihtimali II. Ramses veya Kleopatra döneminde, Hüsnü Mübarek dönemine göre çok daha yüksekti, hatta Mısırlıların fiziksel koşulları hiç şimdiki kadar iyi olmamıştı. Dolayısıyla bu insanların 2011’de sokaklarda dans ederek Allah’a şükredeceklerini düşünebilirdiniz, oysa onlar ayaklanarak Mübarek’i devirdiler. Sonuçta, kendilerini firavunların yönetiminde yaşayan atalarıyla değil, Obama’nın Amerika’sındakilerle kıyaslıyorlardı.

Homo sapiens’in vücudu bu tür işler için evrimleşmemişti. Geyiklerin arkasından koşmaya, elma ağaçlarına tırmanmaya uygundu, kaya toplamaya veya su kovası taşımaya değil. İnsanlar bunun bedelini omurga, diz, boyun ve bel ağrılarıyla ödediler. Eski iskeletler incelendiğinde tarıma geçişin insanlara bel fıtığı, eklemlerde kireçlenme ve diğer fıtıklar olarak geri döndüğü görülmektedir.

İnsanlar sahip oldukları güçlerle doğaya karşı koymaya ve ekosistemi kendi istek ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmeye devam ettikçe, giderek daha fazla önceden tahmin edilemeyen ve tehlikeli sonuçlarla karşılaşılabilir. Bunlar muhtemelen ekosistemin daha da aşırı birtakım önlemlerle manipüle edilmesiyle kontrol edilecektir, ama bu durum da daha büyük bir kaosu tetikleyecektir.

Yuval Noah Harari Sapiens on kapak
Yuval Noah Harari – Sapiens ön kapak

Tek bir sözcükte özetlenebilir: İnsan. Tek gerçek düşmanımız İnsan’dır. İnsan’ı ortadan kaldırın, açlığın ve köle gibi çalışmanın temelindeki neden de sonsuza dek silinecektir yeryüzünden.

Avcı toplayıcılar zamanlarının daha büyük bölümünü, çeşitli ve insanı zihinsel olarak uyaran faaliyetlerle geçiriyorlardı, ayrıca açlık ve hastalıkla boğuşma ihtimalleri de daha düşüktü. Tarım Devrimi insanlığın elindeki toplam gıda miktarını kesin olarak artırdı ancak daha iyi bir beslenme veya daha çok keyifli zaman yaratmadı. Daha ziyade nüfus patlamasına yol açarak şımarık seçkinler yarattı.

Bilim insanları genellikle hiçbir teorinin yüzde yüz doğru olmadığını varsayarlar, dolayısıyla da gerçeklik bir bilgi için kötü bir testtir; asıl test kullanışlılıktır. Yeni şeyler yapabilmemizi sağlayan teori, bilgiyi belirler.

Bugün çok katlı apartmanlarda ağzına kadar dolu buzdolaplarıyla yaşıyor olabiliriz, ama DNA’mız hala savanda yaşadığımızı zannediyor.

Hala otantik kültürlerden bahsediyoruz, ama eğer otantik derken bağımsız olarak gelişmiş ve dış etkilere maruz kalmadan yerel adetlerden ibaret bir şeyden bahsediyorsak, Dünya’da bu anlamda otantik bir kültür kalmamıştır. Son yüzyıllarda neredeyse tüm kültürler, küresel bir taşkın sonucunda tanınmayacak ölçüde değişmiştir.

Tüm toplumlar hayali hiyerarşiler üzerine kuruludur ama bu hiyerarşiler farklılık gösterir. Bu farklar nasıl ortaya çıkar? Neden geleneksel Hint toplumu insanları kasta göre sıralarken Osmanlı toplumu dine, Amerikan toplumuysa ırka göre sıralamıştır. Çoğu durumda hiyerarşi, kazara bir araya gelen bir dizi tarihi durumun sonucu olarak ortaya çıkmış ve durumdan avantaj sağlayan grupların oluşmasıyla da nesiller boyunca gelişerek kalıcı hale gelmiştir.

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Yuval Harari’nin Sapiens Kitabından Alıntılar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!