featured
  1. Yazılar
  2. Blog
  3. Taylan Kara’nın Vasat Edebiyat Eleştirileri

Taylan Kara’nın Vasat Edebiyat Eleştirileri

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Taylan Kara’nın Eleştirileri Üzerine

Taylan Kara'nın Eleştirileri Üzerine

İnsanbu sitesinde yazdıklarını ilgiyle takip ettiğim bir yazar olan Taylan Kara, iktidarın ve her gün yeniden ürettiği kirliliğin, sadece siyasal düzlemi değil, aynı zamanda kültür sanat alanını ve estetik bilincimizi de nasıl boyunduruğu altına aldığını ve sakat bıraktığını etkileyici bir dille eleştiriyor. Kitabının adı da çağrıştırdığı gibi, bir ders kitabı kıvamında, bu durumu derinlemesine inceliyor.

Kara, Ahmet Altan, Perihan Mağden veya Elif Şafak gibi büyük romancıların yanı sıra, keskin dilli ve muhalif kaleme sahip şöhretlerin, gazetelerin – kendini solda tanımlayanlar da dahil – kitap eklerinde kendine yer bulan tanıtım yazıcılarının parlatmış olduğu yazar ve kitapların vasatlığını gözler önüne seriyor. Ayrıca, kültür dünyamızın belli bir kliğin elinde şekillendiğini, özellikle edebiyat ödüllerini dağıtan jürilerin sürekli aynı kişilerden oluştuğunu ve bu durumun ülkemizdeki kültürel iklimi nasıl etkilediğini belirtiyor.

Taylan Kara’nın vasat yazarlar ve yapıtlarını teşhir ettiği yazılar arasında, özellikle Perihan Mağden’in sürekli ve hala pohpohlanan romanı “Ali ve Ramazan” hakkında yazdıkları oldukça dikkat çekici. Bu eser, nedensiz hareket eden, iç tutarlılığı olmayan, bir görünüp ortadan kaybolan kukla karakterler ve sığ, özensiz bir dil ile dolu. Kara’nın eleştirisinde yer alan bazı alıntılar ise oldukça çarpıcı:

“…sorularıyla dittikçe, seviniyor. / İbne değil onlar. Ne biçim aşıklar. / Offf oluyor Ramazan. / Hiçbir işkolunda tecrübesi olmayan o yakışıklı mı kapı gibi oğlana iş yok. / Ali şahane yakışıklı, şahane sağlıklı bir genç adam olarak dönüyor askerden. / ‘O kadar basit diil oğlum’ diyor Ramazan. / Bırrr oluyor.” (sayfa 20-21)

Bu retorik ya da dilin olanaklarını zorlamak değil, en hafif tabirle vasatın da altına düşmek anlamına geliyor. Kara, bu romanın dili için şöyle diyor:

“Bu romanın dili bir üslupsa, Türkiye’nin kahvelerinde, lise kantinlerinde, 3. sınıf televizyon dizilerinde, sabah programlarında on binlerce ‘Türkçe üslupçusu’ vardı!” (sayfa 21)

Küresel pespayelik örnekleri de Kara’nın eleştirilerinde yer alıyor. “Olasılıksız” isimli eseri üzerinde yaptığı değerlendirme de oldukça eğlendirici:

“Bu kitap en derin eleştiri ifadeleri ‘süpeeeer’, ‘inanılmazzzz’, ‘vaaaav’dan ibaret ‘sanatseverler’ için nefes kesici bir kitaptır. Bu zümrenin sık sık apne nöbetlerine girdiği bilinmektedir… Nefesler topluca kesiliyor olmalı ki kitap benim görebildiğim kadarıyla 76. baskısını yapmıştır… Bu kitabı bir şeye benzetecek olursak en uygun şey patates cipsidir. Kolay yenen, gereksiz, pişman olunası, zararlı…” (sayfa 23)

Kitapları varaklı billboardlarda tanıtılan yazarların, aynı billboardlarda reklam yıldızı olarak da görünebildiği bir çağda, Taylan Kara’nın eleştirileri vasat edebiyat okurlarını da fazlasıyla etkilemektedir. “Vasat Edebiyatı Okuru” başlıklı yazısında, edebiyat piyasası tarafından üretilen eserlerin alıcısını mizahi bir dille tarif ediyor. Bu okur profili, beğenilerini maymuncuk sözcüklerle – örneğin başarılı, nefes kesici, keyifli – ifade eden, en önemli değerlendirme ölçütü olarak hoşlanmayı veya elektrik alma duygusunu esas alan, sıvı gibi akışkan, bir solukta okunan, okurken yormayan kitaplardan haz duyan bir kitleyi tanımlıyor. Ayrıca, bu okurların çoğu, bu durumun farkında bile olmuyor. Taylan Kara, bu noktada bir soru yöneltiyor: “Okur dokunulmaz ve sorumsuz mudur?” Vasat edebiyatına ve yazarlarına karşı takınılan eleştirel tutumun, okura karşı da benimsenmesi gerektiğini, okur fetişizminden kurtulmamız gerektiğini vurguluyor.

Son olarak, ilerici sanatı, “insanı derinlikli işleyen, insanlık durumlarını ortaya koyan ve okuyucuda farkındalığı arttıran, bilinc yaratan sanat” olarak tanımlayan Taylan Kara, kişisel seçkisinden ‘güzel’ edebiyat örnekleri de veriyor: Vasili Grossman ve Stanislaw Lem’in eserleri gibi. Kitabın sonunda, vasat edebiyatı veya çoğu zaman edebiyat piyasası / piyasa edebiyatı olarak nitelendirdiği bu çürüme ve çürütme düzeneğine karşı direnmeye ve hatta iğrenmeye çağırıyor biz okurları:

“Vasat edebiyatı, bir sürüleştirme ve ahmaklaştırma aracıdır. Ahmaklaştırdıkça ahmaklaşmakta, ahmaklaştıkça ahmaklaştırmaktadır. Nice şanlı isyanı tutuşturan, küçük bir tiksinme duygusunun kıvılcımı olmuştur. Bu kitap bir iğrenme çağrısıdır.”

Hayal Yayınları, 2015, 1. Basım

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Taylan Kara’nın Vasat Edebiyat Eleştirileri
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.