Savaşı ortasında çıkardığı eserleriyle tanınan, Stefan Zweig’in hayat hikayesi… Zweig, o kadar karışık bir hayat yaşamış ki belki de bu yüzden intihar etmeyi seçmişti.. Kim bilebilir ki
Stefan Zweig, 28 Kasım 1881 yılında Viyan da dünyaya gelmiştir. Zengin bir ailede büyüyen Zweig, küçük yaşlardan itibaren eğitim hayatına büyük önem verilmiştir. Fransızca, Yunanca, İngilizce, Latince gibi dilleri konuşabilen Stefan, lise yıllarında şiir yazamaya başlamıştır bile. Şiirlerinde özellikle Alman şair Rainer Rilke’den etkilenmiş.
Berlin, Viyana Üniversiteleri’nde Felsefe eğimi gördü. Eğitimin ardından uzun yolculuklara çıktı. Önünde kocaman bir dünya savaşı vardı.. Tüm gençliğini çalacak bir savaş.
Stefan Zweig’in Hayat Hikayesi
1914 yılında I. Dünya savaşı başlamıştı. Zweig’de Viyana’ya gelip orduya katıldı. 1914 – 1917 yıllarında “Savaş Arşivi’nde” Memurluk yaptı.
Savaşın başladığı ilk sıralarda savaşı destekliyordu; fakat cepheye gidip savaşın acı yüzüne tanık olunca, savaşın ne kadar anlamsız bir şey olduğunu orada anladı. Savaş devam ederken yazmaya devam ediyordu. 1916 yılında “Babil Kulesi”, 1918 Yılında ise “Zorlama” adını verdiği yazılar ile savaşa karşı tutumunu sergiledi.
Stefan Zweig’in Evliliği
Yıllarca süren savaşın ardından Avusturya’ya döndü ve yerleşti. Burada Frederike von Winternit ile tanıştı, evlendi. 2 Çocuğu olan Winternit ile evliliği 1937 yılında bitecekti.
Edebiyat alanında en verimli dönemini Salzburg’da yaklaşık 20 yıl yaşadığı bina da yazdı.
Buradaki yaşamı onun ünlü isimlerle arkadaşlık kurmasını da sağlayacaktı. Hayranı olduğu bir çok isimle tanışacaktı.. Hugo von Hofmannstahl, Romain Rolland, Thomas Mann, H. G. Wells, James Joyce, Paul Vallery, Arthur Schnitzler, Franz Werfel, Richar Strauss ve daha onlarca isim…
İntiharın Eşiği
İnsanların aşağılanması, erdemlerin değersiz hala getirilişi, ötekileştirme, nefret dil ve bunca öfkeye izleyici kalamıyordu. Yaşadığı hisleri yakın arkadaşı Josep Roth’a şöyle ifade etmişti:
“Çok büyük bir felakete sürüklendiğimizin farkında olduğunuzu sanıyorum. Edebiyat yaşamımız yok olacak”
Kitapları yakıldı, sevdiklerinden uzağa sürüklenmişti, doğduğu topraklardan koparılmaya çalışılıyordu. O dönem yaşadıklarını arkadaşına yazdığı mektupta anlatıyordu:
“Bir nefretin çift taraflı ağırlığıyla yere serilmiş durumdayım, savaşa neden olan Almanya’ya duyduğum nefret ve savaşın galibi olan Avusturya’daki Yahudilere duyduğum nefret benim gibi insanları yok edecek, yaşamak için birazcık hava bile bırakmayacaklar. Peki, nereye kaçmalı? Dünya bize kapılarını kapatacak, bense yabancı ve düşman olarak hor görüleceğim bir devletin tutsaklığında yaşamayı istemiyorum”
Umutsuzdu, Londra’da oturma vizesi alamamıştı, üstelik pasaportuna “Yabancı Düşman” damgası vurulmuştu. Bunlar çok ağrına gidiyordu..
Stefan Zweig’e Veda..
22 Şubat günü yatak odalarının kapısı hiç açılmadı.. Bu beklenilmedik bir durumdu. Hizmetçiler, vakit kaybetmeden polislere haber verdi. İçeriye giren polisin (gördüğü manzarayı anlatacak kelimeler bulamıyorum.) Stefan Zweig, yüzüstü yatmıştı, eşi de onun göğsüne sarılmıştı.. Cansız bedenleriyle öylece yatan çift, kullandıkları bir ilaç ile intihar etmişlerdi.
Bir de veda mektubu bırakmışlardı..
Veda Mektubu
“Kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum. Bana ve çalışmalarıma böyle iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke Brezilya’ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. Her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim. Benim lisanımın konuşulduğu dünya, bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum Avrupa’nın kendi kendisini yok etmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu. Ama hayata 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere’ ihtiyacım vardı”.
Stefan Zweig’in Eserleri:
1970 – Yürek Çöküntüsü
1985 – Dünün Dünyası
1986 – Bir Kadının Yirmi Dört Saati
1991 – Yarının Tarihi
1991 – Kendileri ile Savaşanlar (1. Cilt)
1991 – Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski (2. Cilt)
1991 – Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Casanova, Stendhal, Tolstoy (3. Cilt)
1992 – Lyon’da Düğün
1995 – Yıldızın Parladığı Anlar
1995 – Karışık Duygular
1997 – Satranç
1997 – Günlükler
1998 – Değişim Rüzgârı
1998 – Calvin’e Karşı Castellio ya da Köleliğe Karşı Özgür Düşünce
1999 – Fouche, Bir Politikacının Portresi
2000 – Tehlikeli Merhamet
2000 – Amok Koşucusu
2002 – Balzac, Bir Yaşam Öyküsü
2002 – Magellan
2003 – Freud ve Öğretisi
2004 – Yakıcı Sır
2005 – Ruh Yoluyla Tedavi
2007 – Mektuplaşmalar
2008 – Buluşmalar
