featured
  1. Yazılar
  2. Blog
  3. Sabahattin Ali’nin Mektupları ve Eserleri

Sabahattin Ali’nin Mektupları ve Eserleri

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bloğumda, Ekim ayında İçimizdeki Şeytan ve Kasım 2013’te Kürk Mantolu Madonna adlı eserlerini paylaşmıştım. Bu eserlerin yazarı olan Sabahattin Ali’nin eşi Aliye ile kızı Filiz’e yazdığı mektupların yer aldığı “Canım Aliye, Ruhum Filiz” adlı kitabın yayımlandığını duyduğumda, hemen edinmek istedim. Ancak, kitabın Şubat 2014 baskısını ancak okuyabildim.

Öncelikle, Türk Edebiyatı’nın ustalarından biri olan Sabahattin Ali’nin biyografisini hatırlayalım.

  • Sabahattin Ali, 1907 – 1948 yılları arasında yaşamış, Gümülcine doğumlu bir yazardır.
  • Yazar, öğretmenlik ve gazetecilik yapmış, aynı zamanda şiir de kaleme almıştır.
  • Yazdığı eserler nedeniyle yargılanmış ve cezaevinde yatmıştır.
  • Yasal yollarla yurtdışına çıkamayınca, Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken öldürüldüğü iddia edilmiştir; ancak ölümü hala tartışmalıdır.

Sabahattin Ali’nin biyografisini araştırırken, eserlerinin 1950 yılından beri Bulgaristan’da okullarda okutulduğunu ve doğumunun 100. yılında doğduğu şehirde Türk ve Bulgar edebiyatçıları tarafından anıldığını öğrenmek beni çok mutlu etti.

Kitabı elime aldığımda, öncelikle kapak resminden oldukça etkilendim. Gözleri gülen, mutlu bir eş (Aliye) ve afacanlık çağında dizleri bereli, şirin bir kız çocuğu (Filiz) ile o samimi mektupları yazan, ailesine kol kanat geren eş-baba Sabahattin Ali’yi gördüm.

Sabahattin Ali’nin entelektüel yapısıyla değil, yaşadığı dönemde bile, bugünün Türkiye’sinde hak ettiği değeri göremeyeceğini maalesef anladım.

Hava Kurşun Gibi Ağır ile Nazım Hikmet’i, Canım Aliye, Ruhum Filiz ile Sabahattin Ali’yi yaşadıkları koşulları ve dönemi anlayabilmek adına okumayı tavsiye ederim…

YKY tarafından yayımlanan bu kitap, 155 sayfa uzunluğunda ve mektupların el yazısıyla yazılmış hali de yer alıyor.

Kitaptan Alıntılar

Kitaptan Alıntılar

“Mektubunu ve resmini aldım. Sana çok teşekkür ederim. Resim fevkalade idi ve görülüyor ki sen, imkanlara malik olduğun zaman gayet güzel gülebileceksin. Ben seni hayatın müddetince güldürmeyi vazife telakki ederim. Sana Almanca öğretmek benim de emelimdir. Müşterek bildiğimiz bir lisanda kitaplar okumayı ne kadar isterdim.” (s.37)

“Bugün yine dağlara çıktım, fakat az kalsın başım derde giriyordu. Dün gece Edremit’te iki casus yakalamışlar, herifler polisin elinden kaçmış, karanlıkta kaybolmuşlar. Bir tanesini birkaç nefer tutmuş, fakat o da bir neferi öldürdükten sonra kaçmaya muvaffak olmuş. Bunun üzerine bütün köylere haber gitmiş. Kahverengi elbiseli, pembe gözlüklü, kısa boylu şişmanca ve kumral bir casus kaçtı, nerede bulursanız yakalayın, teslim olmazsa vurun, diye emir verilmiş. Paşadağ’daki Yörük köylerinden geçerken korucular beni yakaladılar. Tarife uyuyor diye köyden köye götürdüler.” (s.75)

“Bildiğin gibi ben birisine Arnavut dedim diye iki aya daha mahkum oldum. Fakat bu davada temyizden ümidim var. Eğer bundan da tasdik çıkarsa hapı yuttuk demektir, çünkü o zaman Falih Rıfkı yüzünden yediğim üç ay da buna eklenir, eder beş ay. Yani benim çıkmam da Şubat 1948 sonuna kalır. Fakat kurtulacağım hakkında ümidim kuvvetlidir. Ne ise, aldırma! Sonu iyi olacak. Hem çok iyi olacağına kuvvetle kanaatim var. Yeter ki biz azmimizi ve imanımızı ve bu millete itimadımızı kaybetmeyelim.” (s.119)

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Sabahattin Ali’nin Mektupları ve Eserleri
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.