Platon Hakkında
Platon (M.Ö. yaklaşık 428-348) yılları arasında yaşamış, Antik Yunan’ın en önemli filozoflarından biri, matematikçi ve edebiyatçıdır. Asıl adı Aristokles’tir.
Platon, hocası Sokrat ile tanıştıktan sonra felsefe alanına yönelmiş ve bu alanda derin bir bilgi birikimi edinmiştir. Felsefi düşünceleri, insanlığın düşünce tarihine yön vermiştir.
Bu eser, Sokrat’ın yargılandığı dönemde savunmasını yaptığı bir metindir. Sokrat, göklerde olan bitenle ilgilenmekle suçlanırken, aslında yeraltında olan gerçekleri araştırdığı, yanlışı doğru gibi gösterdiği ve Tanrı’ya inanmadığı iddialarıyla karşılaşmıştır. Bu kitap, Sokrat’ın savunmasını yaparken, kendisine yöneltilen suçlamaları çürütme çabasını içermektedir.
Dünya klasikleri arasında yüzyıllardır önemli bir yer tutan bu eseri, felsefeye ilgi duyan herkesin okumasını öneririm. Sade ve etkili bir dille yazılmış olan bu eser, okuyuculara etkili bir savunma nasıl yapılır konusunda ilham verecektir.
Elimdeki bu değerli eser, sadece kırk altı sayfadan oluşmakta olup, Sosyal Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Keyifli okumalar dilerim…
Kitaptan Alıntılar
“Asıl bilen, Atina hakimleri, belki yalnız Tanrı’dır; bu söz ile de insan bilgisinin büyük bir şey olmadığını, hatta hiçbir şey olmadığını göstermek istemiştir. Sokrates demiş olması, ancak bir söz gelişidir; ‘Ey insanlar! Aranızda en bilgesi, Sokrates gibi bilgeliğinin gerçekte bir hiç olduğunu bilendir’ demek istemiş. İşte böylece Tanrının sözünü düşünerek yer yer dolaşıyor, yurttaş olsun yabancı olsun bilge sandığım kimi bulursam konuşup soruyorum; bilge olmadıklarını anlayınca da Tanrı sözüne hak vererek bilge olmadıklarını kendilerine gösteriyorum.” (s.18)
“Evet, benim vazifem, size parayla erdemin elde edilemeyeceğini, paranın da genel olsun özel olsun her türlü iyiliğin de ancak erdemden geldiğini söylemektir. Ben bunları öğretmekle gençleri doğru yoldan ayırıyorsam, zararlı bir insan olduğumu kabul ederim. Ama biri gelip öğrettiğim şeylerin bunlar olmadığını iddia ederse yalan söylemiş olur. Bu noktada Atinalılar, Anytos’a ister inanın ister inanmayın, hakkımda ister beraat hükmü verin ister vermeyin; her durumda, iyice bilin ki, bir değil binkere ölmem gerekse bile, yolumu asla değiştirmeyeceğim.” (s.29)
“Şimdi, ey beni mahkum edenler! Size bir kehanetimi söylemek isterim; çünkü ben şimdi hayatın, öyle bir anında bulunuyorum ki, burada insanlar ölmezden önce kehanet gücüne erişirler. O halde benim katillerim olan sizlere haber vereyim ki, ölümümden çok geçmeden, bana verdiğiniz cezadan daha ağır bir ceza sizi beklemektedir.” (s.43)