featured
  1. Yazılar
  2. Blog
  3. Leylâ Erbil’in Anlatı Dünyası: Bir Romanın Ötesinde

Leylâ Erbil’in Anlatı Dünyası: Bir Romanın Ötesinde

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Leylâ Erbil’in Anlatı Dünyası

Leylâ Erbil'in Anlatı Dünyası

Leylâ Erbil’in bu eserinin bir roman olmaktan ziyade derin bir anlatı olduğunu belirtmek gerekir. Düz yazı olarak algılansa da, bu metin aslında şiirsel bir üslup taşımaktadır. Daha önce tanıttığım eski eserlerinde olduğu gibi, bu kitabında da noktalama işaretleri konusundaki özgün yaklaşımını sürdüren Erbil, dilin sınırlarını zorlamaktadır. Kitap boyunca en sık rastlanan noktalama işareti virgül olurken, en az kullanılan işaretin nokta olduğu görülmektedir. Hatta kitabın birçok sayfasında yalnızca bir nokta yer almaktadır. Ancak bu özgürlük, metnin akışını asla bozmamakta; bu da Erbil’in ustalığını ve yazım tarzının sağlamlığını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Leylâ Erbil’in serbest nazımda kaleme aldığı ve otobiyografik unsurlarla dolup taşan bu anlatısında, Hz. İbrahim ve İslam’da kurban konusunun derinlemesine işlendiği görülmektedir. Yazar, okuyucunun dikkatini kurban temasına, günlük yaşamdan örneklerle çekmeyi başarmaktadır. Kitapta yer alan ve Anadolu Ajansı’nın geçtiği bir haber, bu bağlamda ne demek istediğimi yeterince açıklamaktadır: “Samsun Amasya’da gördüğü rüyanın etkisinde kalan bir adam, iki çocuğunu pencereden attığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Ruhi bunalım geçirdiği sanılan adam, ‘Hz. Muhammed’i rüyamda gördüm, bana çocuklarını aşağıya at, dedi’.”

Kitap hakkında, Leylâ Erbil’in üslubuna öykünerek yazılmış çok etkileyici bir yazı kaleme alan Ali Mert’in ifadeleriyle, manzum roman yazarımız Leylâ Erbil, anlatının baş karakteri Lahzen’in çocukluğundan başlayarak bu topraklarda yaşamış olanların izlerini sürerken, kendi yaşamı boyunca hayatı paylaştığı ve artık ya yerin altında kalan ya da başka diyarlara göç etmiş olan her dinden, her ulustan İstanbullunun yarattığı insani ve kültürel zenginliği acıyla ve özlemle gözler önüne seriyor. Kalan, bir insan ömrüne sığmış 6-7 Eylül olaylarını, 12 Mart’ı, Bahçelievler Katliamı’nı, Kahramanmaraş Katliamı’nı, 12 Eylül’ü, Madımak Yangını’nı yaşamış bir aydının hala dipdiri duran umudunu aktararak okuyucuya umut ve direnç aşılıyor:

“Ve bir gün çat diye kapı vurulsa, içeriye şişman, mavi gözlü, kocaman kalçalı bir kadın girse, ben Rosa tanımadın mı beni Lahzen diye kucaklasa beni, ağlaşsak, artık buraya döndüm dese, kahkahalar atarak kadeh kaldırsak, Lahzen ne güzel gülüyorsun dese bana Zeyyat, sonra Rosa’ya hadi Zeyyat’a farandola öğretelim, unutmadın değil mi desem, hiç unutur muyum dese o da, böylece sonuna kadar üçümüz bir arada onun gelmesini beklesek, kimin dese Rosa, devrimin desem, devrim mi!? diye şaşsa, hala mı dese, evet hala desem, öyle ise bir şeyler yapmaya başlamalıyız dese Rosa, olur yaparız değil mi Zeyyat desem, elbette yaparız ölmedik ya dese…” Kalan, s. 228

İnsanlarımıza ve edebiyatımıza kattıkları nedeniyle Leylâ Erbil’in saygın anısı önünde minnetle eğilirken, yazımı soL Gazetesi yazarı Asaf Güven Aksel’in Pazar yazısının başlığı ile sonlandırmak istiyorum: Sokaklar size benzerken, nereye Leylâ Hanım?

İş Bankası Kültür Yayınları, 2012 (5. Basım)

Leylâ Erbil (1931 – 2013)

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Leylâ Erbil’in Anlatı Dünyası: Bir Romanın Ötesinde
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.