The Brutalist
  1. Yazılar
  2. Sinema ve Dizi
  3. The Brutalist Film İncelemesi: Biyografimsi Bir Maraton

The Brutalist Film İncelemesi: Biyografimsi Bir Maraton

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

3 saat 35 dakikalık süresiyle 2025 yılına adeta meydan okuyan, Oscar ödülleri için 10 dalda adaylık alan The Brutalist filmi öyle büyük bir sükse yarattı ki haliyle sinemaseverlerin ilgi odağı olmayı başardı. Ben de bundan nasibimi alarak filmi izlemek için sinemadaki yerimi aldım. Elbette bir filmi izlemeye karar verdiğiniz zaman ilk dikkat ettiğiniz unsur olan filmin süresi pek de çekici hissettirmiyor. Ancak filmi izlemeye gittiğimiz arkadaşlarımdan birinin ”3 buçuk saatlik film evde izlenmez” mottosunun verdiği motivasyon tüm korkularımı bir kenara bırakmama yetti.

Bu inceleme yazısında net bir ayrım olmayacak olsa da filmin finaline dair yorumlar da olacağı için spoiler uyarısında bulunmak isterim. Eğer The Brutalist filmini izlemeye niyetliyseniz yazıyı burada kapatıp yeni bir sekme açarak sinema biletinizi alabilir ve filmi izledikten sonra yazıya dönebilirsiniz. Ancak filmi zaten izleyenlerdenseniz o zaman hoş geldiniz.

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 0 tAGR56mK
Görsel: The Movie Database

The Brutalist, II.Dünya Savaşı sonrasında Macar asıllı Yahudi bir mimar olan László Tóth ve ailesinin Avrupa’dan Amerika’ya göç ederek yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alıyor. László Tóth başta yalnız olarak gelebildiği Amerika’da, daha önceden oraya yerleşerek bir hayat kurmuş olan kuzeni Attila‘nın yanına taşınır ve onun mobilya dükkanında çalışmaya başlar. Henüz filmin başlarında etkisini hissetmeye başlayacağımız göçmen olmanın güvencesizliği konusu film boyunca kendini hissettiren ana unsur oluyor. Kuzeni Attila‘nın mobilya dükkânında çalışırken büyük bir iş almaları sonucu László Tóth sadece birkaç gün içerisinde Amerikan tarzına hiç uymayan ve oldukça yenilikçi bir kütüphane tasarlar. Yaşanan bir anlaşmazlık sonucu müşteri işten memnun kalmamış ve kuzeniyle yolları ayrılmış olsa da talih László Tóth’un yanında olur ve o nüfuzlu müşteri Harrison Lee Van Buren, László’dan büyük bir halk merkezi inşa etmesini ister. Böylelikle László’nun Amerika macerası tam anlamıyla başlar.

Filmin Konusu ve Sinematografi

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 1 zkXRyYFc
Görsel: The Movie Database

Film başından sonuna kadar sinematografik olarak güzel bir deneyim sunuyor. Çekim açıları genel olarak sizi hikâye anlatıcısı gibi bir konuma sokuyor. Filmde belirli bir anlatıcı olmasa da gerilimin gitgide artması hikâyeyi yaşama deneyiminize katkı sağlıyor. Özellikle tren, araba gibi araçların yol almasında kullanılan açı buna hizmet ediyor. Tabi filmin sinematografisine dair konuşulması gereken en önemli nokta filmin VistaVision tekniğiyle çekilmiş olması. Bu teknik aslında Hollywood’un eski dönemlerinde kalmış bir yöntem. Görüntü kalitesini netlemeye çalışarak daha kaliteli görüntüler üretilmesini sağlayan VistaVision tekniği bir uzun metraj filmde en son 1961 yılında çekilen One-Eyed Jacks filminde kullanıldı. Bunca yıllık süreçte belirli sahneler için kullanılmış olsa da filmin tamamı için VistaVision tekniğinin kullanılması The Brutalist’e kadar bekledi. Aslında filmin sinemada deneyimlenmesi gerekliliğini bu tekniği kullanarak yönetmen Brady Corbet bize anlatıyor.

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 2 EpJg8zqN
Görsel: CinemaWaves

Film görsel olarak doyuruyor olsa da içerik bakımından komplike bir durumda yer alıyor. Dramatik olarak seyirciyi etkileyebilecek pek çok farklı soruna veya olaya tanık olsak da bunlardan bazılarının filmde neye hizmet ettiği sorgulanmaya çok açık. Film ana teması bakımından bir göçmen hikâyesi olsa da uyuşturucu bağımlılığı, kapitalist sömürü, fiziksel rahatsızlıklar, hırs, cinsel şiddet gibi konulardan da alabildiğini almaya çalışıyor gibi hissettiriyor. Üstelik tüm bu konuların işlenişi başarılı oyunculuklar sergilenen dramatik sahnelerle sağlanmaya çalışılmış olsa da karakterlerin de yeterince derinlikli olması ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Fakat tam tersine başkarakter László Tóth haricindeki tüm karakterler bulundukları çevrenin ve zamanın şekillendirdiği belirli tiplemelere sahipler. Hâl böyle olunca filmin sadeleştirilebileceği ve anlatmak istediği net bir şey olması gerekliliği doğuveriyor.

Kurgu ve Senaryo

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 3 ws1tOYpP
Görsel: The Movie Database

Filmin en başarılı yönlerinin kurgu ve senaryo olduğunu söyleyebilirim. Her şeye rağmen filmi tamamladığımda hissettiğim duygu güçlü bir hikâye izlediğim oldu. Çünkü sağlam bir karakter hikâyesi filmin başından sonuna kadar sizinle birlikte ilerliyor. László Tóth’un halk merkezinin inşasıyla ilgili varacağı son nokta bir şekilde merak unsuru olarak filmin sonuna kadar varlığını sürdürüyor. Böylelikle filmin gerilimi hep canlı kalıyor. Filmin süresini düşündüğümüzde bunun sağlanması en önemli unsur olduğunu söyleyebiliriz. Filmle ilgili genel yorumlarda -ki benim hissim de bunu destekler nitelikteydi- biyografi olduğuna dair çok fazla görüş mevcut. Bu da senaryonun inandırıcılığını gözler önüne seriyor. Elbette bir filmin biyografi olması o filmin iyi olduğunu göstermez. Ancak The Brutalist filminin hamuru tarihsel olaylarla doğrudan bağdaşıyor. Hele ki bir sanatsal akımın öncülerinden olan bir karakter ortaya çıkınca “Brutalizmin başarılı temsilcisi László Tóth kimdir?” gibi bir sorunun arama motorlarında dolaşması manasız gelmiyor. Tabi böyle bir karakterin gerçekte olmadığını öğrenmek filmin inandırıcılığını fazlasıyla artıran bir unsur.

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 4 65mNew18
Görsel: The Movie Database

Filmin kurgusunu güçlü kılan bir diğer özelliğiyse olaylardaki yükseliş-alçalış trendinin sıklığı. Yine süresine göre değerlendirdiğimizde temponun gayet dengeli olduğunu söyleyebilirim. Ana olayımız olan halk merkezinin inşasıyla ilgili gelgitlerin filme dinamiklik kattığı bir gerçek. Bu kısımda içime sinmeyen nokta inşaatın durması ve yeniden başlama noktalarındaki sebeplerin yeterince derinlikli olmaması oldu. Ancak karakterlerin ve aldıkları kararların da çok derinlikli olmadığı ön kabulüyle yola çıktığımızda bu çok rahatsız edici bir durum değil. Filmin kurgusunda László Tóth’un hayat akışına göre bölümler mevcut. Yönetmen Brady Corbet alışık olmadığımız bir yöntemle filmi 2 perde şeklinde oluşturmuş. Her ne kadar biz Türkiye’de filmlerde ara verilmesine alışkın olsak da bu yurt dışında yaygın bir adet değil. Ancak Brady Corbet filmde 15 dakikalık doğal bir mola oluşturuyor ve tıpkı bir tiyatro oyunundaymışsınız gibi sizi araya çıkarıyor. Üstelik aranın verildiği yerin halk merkezi inşaatının başlangıcında olması çok doğru bir tercih olmuş. Temponun hızlanacağı noktada verilen bu ara 15 dakika boyunca filme olan iştahı artırıyor. VistaVision tekniğinin ardından filme verilen bu ara Brady Corbet’in seyircileri sinemaya çekmek için yaptığı bir diğer davet olmuş.

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 5
Görsel: The Movie Database

Senaryonun özellikle tarihe yeni bir karakter kazandırma konusundaki başarısına rağmen finalde yeterince tatmin etmediğini söylemeliyim. Film boyunca karakterlerin geçmişlerinde yaşadıkları olayları içinde bulunduğumuz tarihsel gerçeklikten çıkarımlarla anlamaya çalışsak da finalde László Tóth’un halk merkezi inşasında kullandığı tekniklerin kör göze parmak sokarcasına açıklanması çok doğru bir karar olmamış. Karakterin II.Dünya Savaşı’nı Avrupa’da geçirmiş Yahudi bir karakter olarak Nazi baskısına maruz kaldığı ve sanatsal kimliğini oluştururken bundan yararlanacağı hâliyle tahmin edilmesi çok zor bir durum değil. Bu da filmi finale kadar temposu tatmin edici bir şekilde götürse de yeterince çarpıcı sonlanmamasına sebep olmuş.

Oyunculuklar

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 6 bcgCtqwh
Görsel: The Movie Database

Filmde oyunculukların yetersiz olduğunu söyleyemem ama çok dikkat çekici bir performansın olduğunu da düşünmüyorum. Başkarakterimiz László Tóth’a Adrien Brody hayat veriyor. The Pianist filmindeki göz alıcı performansının karakterlerin benzerliğiyle birlikte akla gelmemesi mümkün değil elbette. Değinilmeye çalışılan pek çok konuyla birlikte karaktere çok boyutlu bir yapı kazandırılmaya çalışılmış olsa da bu durum Adrien Brody’yi biraz kısıtlamışa benziyor. Yine de yaşının da getirisiyle olgun ve inandırıcı bir performansa imza attığını söyleyebilirim. Karakterlerin belirli tiplemelere sıkıştırılmış olması sebebiyle üzerine değinilecek fazla karakter bulunmasa da özellikle Erzsébet Tóth karakterini canlandıran Felicity Jones ve Harrison Lee Van Buren karakterini canlandıran Guy Pearce‘ın performansları dikkate değer. Tamamen karikatürize bir Amerikan sömürüsünü canlandıran Guy Pearce’ın teatral ve yüksek oyunculuğu filmde en çok aklımda yer eden performans oldu. Amerikan rüyasının doyumsuzluğunu başarılı yansıttığını düşünüyorum. Ancak Felicity Jones’un performansıyla ilgili düşüncem tam tersi şekilde. Bunda aslan payının karakterin iyi yazılamaması olduğunu düşünüyorum. Erzsébet Tóth karakteri sürekli olarak László’nun ayağına basıyor. Üstelik karaktere dair fazla detay bulamamıza rağmen László’yla olan toksikleşmiş ilişki biçimleri oyunculuğu önemli bir yere koyuyor. Bu noktada Felicity Jones’un performansını László’nun yaptığı hatalardan dolayı yer yer ona cephe almamızı gerektirmesine rağmen Erzsébet Tóth’un inandırıcılığını yeterince hissettiremediği için tatmin edici bulamadım.

Ödüller ve Değinilmesi Gerekenler

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 7 spY3788p
Görsel: The Movie Database

Film şimdiden 2025 yılına damga vurdu ve pek çok ödül için konuşuldu. Elbette Türkiye saatine göre 2 Mart Pazar’ı 3 Mart Pazartesi’ye bağlayan gece gerçekleşecek olan 97.Oscar Ödülleri‘nde aldığı 10 adaylık en dikkat çekicisi olarak karşımıza çıkıyor. Tabi uzun zamandır tartışılan bir konu olarak Oscar’ların hangi standartlarla verildiği epey muallak. Son yıllarda belli temaların barınması bir filmi Oscar standartlarında yukarılara taşıyabiliyor. The Brutalist de zaten bir göçmen hikâyesi olması ve bahsettiğim konuların serpiştirilmesiyle Oscar standartlarına göz kırpıyor. Kendisine En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu, En İyi Özgün Senaryo, En İyi Sinematografi, En İyi Prodüksiyon Tasarımı ve En İyi Özgün Müzik dallarında adaylık verilen filmle ilgili biraz da magazin yapalım dersek ben En İyi Özgün Senaryo (Brady Corbet ve Mona Fastvold) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Guy Pearce) ödüllerini kazanabileceğini düşünüyorum. Tabi bunun haricinde film şimdiden Altın Küre’de Drama Dalında En İyi Sinema Filmi, Drama Dalında En İyi Erkek Sinema Oyuncusu (Adrien Brody) ve En İyi Yönetmen (Brady Corbet) ödüllerini, BAFTA Ödülleri‘nde ise En İyi Erkek Oyuncu (Adrien Brody), En İyi Yönetmen (Brady Corbet), En İyi Film Müziği (Daniel Blumberg) ve En İyi Görüntü Yönetimi (Lol Crawley) ödüllerini toplamayı başardı.

Filmin çok başarılı yönlerinden biri olarak gördüğüm müziklerinden de bahsetmeden geçmemek gerekir. Tarihsel gerçekçilik, gerilim ve yenilik temalarını Daniel Blumberg oluşturduğu müziklerle sahnelere çok güzel entegre etmiş. Özellikle açılış sahnesinde László Tóth’un gemi seyahatinin sonunda Amerika’ya geldiğini gördüğümüz sekansta güçlü yaylı tınıları ilk andan itibaren filmin içine çekmeyi başarıyor.

the brutalist film incelemesi biyografimsi bir maraton 8 IEdgNs2S
Görsel: The Movie Database

Filmin yapım aşamasıyla ilgili verilebilecek diğer bilgilerden biri filmin İtalya sahnesi haricindeki tüm sahnelerin Budapeşte‘de çekilmiş olması. İtalya sahnesiyse doğrudan yerinde çekilmiş. En ilginç bilgilerden biri filmin bütçesinin yalnızca 10 milyon dolar olması. Bu bilgi filmin başlarda şu anki popülaritesine ulaşacağının düşünülmemesi hatta festival filmi olarak yapıldığı bilgilerini güçlendiriyor. Filmin biyografi olduğunu düşündürmesinin sebeplerinden bir diğeri özellikle inşaat sahnelerinde gerçek görüntüler kullanılması. Ancak bu görüntüler filmin geçtiği Pennsylvania eyaletinin gelişmeye başladığı yıllarda çekilmiş olduğu tanıtım filmlerine ait. Filmle ilgili yapay zeka kullanıldığı eleştirileri de sıklıkla mevcut. Macarca konuşulan kısımlarda kullanıldığı söylense de yapay zeka kurgu aşamasında aksanı iyileştirmek adına kullanılmış. Her filmin geliştirilme aşamalarında başvurulan yapay zeka yönteminin Macarca konuşulmasını sağlayacak kadar kolaylaştırdığı savı çok doğru bir yorum olmaz.

Tüm bu yorumların ardından The Brutalist filminin eli yüzü düzgün, izlemeye değer olduğunu söyleyebilirim. Kusurlarına rağmen günümüzde sinemada film izleme deneyimine duyulan ilginin azalmasına bir kontra olarak görüyorum The Brutalist’i. Aynı zamanda canlı temposu ve sağlam bir ana karakter hikâyesi olmasıyla yaklaşık 3.5 saatinizi değerlendirebilecek etkili yöntemlerden biri olduğunu da söyleyebilirim.


Kaynakça:

  • “The Brutalist: Bir Holokost Mağdurunun Sanatçı Olarak Portresi”. Altyazı. Web. 12.02.2025
  • “The Brutalist Trailer Will Have You Googling László Tóth”. Vulture. Web. 10.12.2024
  • “Biçimden önce işlev: The Brutalist”. bantmag. Web. 31.01.2025
  • “What Is VistaVision? How ‘The Brutalist’ Revived a Beautiful but Cumbersome Film Format”. TheWrap. Web. 23.12.2024
  • THE BRUTALIST | Film İncelemesi | VistaVision Deneyimi. Saat Kaç?. 15.01.2025. Youtube
  • Öne çıkan görsel: The Movie Database

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
The Brutalist Film İncelemesi: Biyografimsi Bir Maraton
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.