featured

Sessiz Gemi’nin İmkansız Aşkı

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ressamlığıyla ve nefes kesici güzelliğiyle dikkat çeken Celile, Hikmet Nazım Hikmet’in annesidir. 1900 yılında İstanbul eski valilerinden Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlendi. İki çocukları oldu; Hamiye ve Nazım.

Hikmet Bey ve Celile Hanımın evlilikleri 16 yıl sürdü. 1916 yılında aralarında şiddetli geçimsizlik başladı.

O günlerde Yahya Kemal Beyatlı, Bahriye Mektebi’nde öğretmendi. İçlerinde Necip Fazıl’ın da olduğu öğrencilerden biri ise Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet’ti. Derslerin olmadığı günler Nazım Hikmet’e ders veren Yahya Kemal, Nazım’a şiir sanatı ve Türkçe dersleri vermeye başlar. Ders bitince de uzun sohbetler ile ders devam eder.. Bu imkansız Aşk’ın başlangıcı böyle atılmış olur..

Bu uzun sohbetlerden doğan aşkın kısa sürede alevlenmesi Celile Hanım’ın zaten şiddetli geçimsizlik yaşadığı kocasından boşanmasına neden oldu.

Annesi ve öğretmeni arasındaki ilişkiyi farkına varan Nazım Hikmet, ilk başlarda bu aşka karşı çıktı. Üstelik gittiği okulda da annesi ve Yahya Kemal’in aşkı duyuldu dedikodular başladı. Bu dedikodular sadece Nazım Hikmet’i rahatsız etmemişti. Yahya Kemal de dayanamayıp bir süre sonra okula gitmeyi bırakır.

yahya kemal nazim hikmet hakkinda

Ancak Yahya Kemal okula döndüğünde Nazım Hikmet, bir gün Yahya Kemal’in siyah pardösüsünün cebine üzerinde şu sözlerin yazılı olduğu bir notu iliştirdi, ”Hocam olarak girdiğiniz eve babam olarak giremezsiniz.”

Ayrılık

Celile’ye  evlilik teklif eden Yahya Kemal bu not üzerine sevdiği kadından uzaklaştı. Bütün bunlardan habersiz olan Celile ise Yahya Kemal’e ısrarla mektuplar yazmasına rağmen cevap alamaz. Yahya Kemal sonunda bu ısrarlı mektuplara ve aşkına yenik düştü. Celile ile buluştular ve nikah tarihlerine karar verdiler.

Bu uyarının ciddiyetini anlayamayan Celile, Yahya Kemal ile her gün Nazım Hikmet’in ev gelme saatinden önce oturup sohbet eder zaman geçirirlerdi.

Bir gün hastalanıp eve erken dönen Nazım Hikmet annesi ile birlikte Yahya Kemal’i görünce öfkelendi ve Yahya Kemal’in üzerine yürüdü. Celile Hanım’ın araya girmesi üzerine ortamı sakinleştirir. Bu olaydan sonra Yahya Kemal ve Celile hanımın aşkı sona ermiştir.

Celilesiz kalan Yahya Kemal, hayatına devam eder. Siyasete atılıp milletvekilliği yapar. Elçilik görevindeyken Celile Hanımdan mektup alır. Mektup’ta oğlu Nazım’ın Bursa hapishanesinde yattığını ve hasta olduğundan bahseder. Yahya Kemal’den oğlunu affetmesini ister. Yahya Kemal ise bu mektubu cevapsız bırakır.

Oğlunu hapishaneden kurtarmak üzere açlık grevi yapan ve imza toplamak için uğraşan Celile Hanım’ı görür. Yahya Kemal, Celile Hanım’ın onu görmediğini fark eder, çünkü Celile Hanım’ın gözleri kör olmuştu.

Yıllar sonra Yahya Kemal öldüğünde evraklarının arasından bir zarf çıktı. Zarfın içinde kurumuş iki yaprak, üzerinde ise Celile için yazdığı şu not vardı: 

“Bu zarfın içindeki hatıra, 19 Ağustos 1930’da Sirkeci Garı’nda gece saat 10’da veda ettiğim aziz bir kadının göğsündeki çiçektendir. Koparıp verdiği bu iki yaprağı daima hatırlayacağım.”

Yahya Kemal’in bu şiiri yalnızca ölümü temsil etmez, aslında Celile hanıma olan aşkının ölümünü ifade eder..

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

2
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
1
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Sessiz Gemi’nin İmkansız Aşkı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!