Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman

Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman sizler için derledik. Türkiye’de birçok kişinin bu romanları okuduğuna emin olsak da okumaya yeni başlayanlar için güze bir liste. Lafı daha fazla uzatmadan listemize geçelim:

Kürk Mantolu Madonna

Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman

“Her öğleden sonra oraya giderdi, sanki koridordaki resimlere bakıyormuş gibi adımlarımı kısıtlardı, ama çok sabırsızdı ve asıl amacına ulaşmak için Kürk Mantolu Madonna’ya baktı” ön, sanki kapı kapanana kadar dikkatimi çekmişti. orada bekliyorum. “Bazı tutkular hayat rehberimiz olur. Bizi kollarından tutar. Sorgulamadan izleriz ve asla pişman olmayacağımızı biliriz. Sabahattin Ali, bu eserinde göremeyen insanların yüzlerini gözler önüne seriyor Yoğun bir resim. Tutku bu kitapta resmedilmiştir. Düzen tarafından yok edilen kişilikler, hayatın çalkantıları ve aşkın imkansızlığı gibi cevaplaması zor sorular sorar.

Saatleri Ayarlama Enstitusü

Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist ifadelere dayanmaktadır. Aynı anlatım tarzı zaman zaman romanlarını da etkiler. Saatleri Ayarlama Enstitüsü, toplumumuzun bu değişim sürecindeki durumunu bireyden topluma uzanan bir teknikle anlatmaktadır. İlk modernist Türk edebiyat yazarı olan Tanpınar, sadece bir romancı olarak değil, bir edebiyat tarihçisi, hatta bir “düşünür” olarak da fikir dünyamıza büyük katkılarda bulunmuştur. Doğu ile Batı arasındaki çelişkiyi konu alan ve Türk kültürünün 200 yıllık tarihi meselesini konu alan büyük bir alegorik eser olan Vakitleri Düzenleme Mektebi, şüphesiz Türk edebiyatının en etkili romanlarından biridir.

[geo-post target=”true” id=”3093″ label=”Önerilen Yazı”]

Kuyucaklı Yusuf

kuyucakli yusuf

“Bu anlamsız yabancı hayatında gerçekten bir şeye kafayı takmış, gerçekten inanıyormuş gibi. O karısıydı. Muazzez’in varlığı Yusuf Büyük olayı için bir şey değildi ama yokluğu büyüktü. Çok acı vericiydi. Onu sebepsiz yere Yusuf’un hayatından bu kadar acımasızca koparmak. Hayatta aradığının Muazzez olmadığını biliyordu. Kuyucaklı Yusuf muhtemelen Türk edebiyatının en romantik kahramanıdır. Hayatın ve insanın zulmüne karşı naif bir tavır alıp trajik bir sona götürürken, yaşadığı lirik aşk hikayelerinin kahramanı olarak edebiyat tarihinde de kendine yer edinmiştir.

Serenad

serenad

Serenad, 60 yıldır süregelen bir aşkla uğraşırken, bilinen katliam ya da daha az bilinen Mavi Alay, insanların her zaman tüm siyasi meselelerde boşa harcandığını ve gürültü yaptığını da ortaya koyuyor.

Zülfü Livaneli’nin roman yazımının en temel niteliklerinden biri, kahramanın bir kez daha okuyucuya tutunan serenatıdır: iç içe geçmiş ve kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin mükemmel dengesi.

[geo-post target=”true” id=”3099″ label=”Önerilen Yazı”]

Tutunamayanlar

oguz atay tutunamayanlar

Berna Moran, Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar’ı “söylediklerine ve söylediklerine isyan” olarak tanımlar. Moran’a göre, “Oğuz Atay’ın mizahı, duyarlılığı ve teknik inceliği Tutunamayanlar’ı bir deha ürünü yapıyor ve eserlerdeki bu yeteneği Türk kurgusunu çağdaş kurguya uygun hale getiriyor ve ona çok şey katıyor.” küçük burjuvazi, “inananların anlayamayacağı ve reddedemeyeceği bir romanla saldırır”. Dokunulmazlar 1970 TRT Kurgu Ödülü’nü kazandı. Tutunamayanlar Kitabı şimdiye kadar yazılmış en iyi kitaplar arasında yer alıyor.

Eylül

eylul mehmet rauf

Edebiyatımızın ilk psikolojik kitabı olarak kabul edilir. Necip ile Suad’ın hayatının derinliklerine inen bir yolculuğu anlatır. İstanbul’un gerçek mekanlarında geçer hikayeler. Roman, evlilik, aşk gibi ilişkileri anlatan bir aşk romanıdır.

Yalnızız

peyai sefa yalniziz

Peyami Safa’nın kendine has üslubu ile yazdığı, cemiyet hakkında tasavvurlarını aktardığı bir romandır. Bir evin içinde yaşayan fakat aralarında bir bölünmüşlük olan, ruhunu arayan duyarlı bir adamın hikayesini anlatmaktadır.

Kardeşimin Hikayesi

kardesimin hikayesi

Zülfü Livaneli’nin kaleminden doğan Kardeşimin Hikayesi, sürükleyici hikayesi ile yine nefesleri kesmeyi başarıyor. Livaneli’nin Serenad kitabının ardından kaleme aldığı bu eser, Binbir Gece Masalları’na adeta bir vurgu niteliği taşıyor. Tahmin edilemeyen sonla biten Kardeşimin Hikayesi, adeta bütün gerçekleri yüzümüze vuruyordu.

Ölüm, aşk, ihanet, acı ve en sonunda da hissizlik gibi duyguların bolca işlendiği bu roman, sizi de gerçekçi hikayesinin içine çekecek. Karakterlerin başından geçen olaylar karşısında şaşkınlığa uğrarken, bilmecelerle dolu bir cinayeti çözmeye çalışmak ise oldukça heyecan verici hissettirecek. Mutluluk kaynağı olan bir aşkın aslında nasıl da tehlikeli bir duygu olabileceğini göreceğiniz bu eseri, siz de bir solukta bitireceksiniz.

[geo-post target=”true” id=”3201″ label=”Önerilen Yazı”]

Masumiyet Müzesi

orhan pamuk masumiyet

Kitap, Kemal’in Füsuna takıntılı aşk hikayesini anlatıyor. Orhan Pamuk kitabı yazabilmek için 10 yıl emek sarf ettiği biliniyor. Yazar kitabı yazmak için Asya ve Avrupa kıtlarında bir çok müzeyi ziyaret etmiş.

Kitabı adı her şeyi müze olarak yaratan adamın aşk hikayesinden gelmiştir. ” Masumiyet ” kelimesine kitapta rastlamak oldukça güç, çünkü kitapta aşk da dahil olmak üzere masum hiçbir şey yok. Kitapta yaşanan aşk hikayesi o kadar etkileyicidir ki size okuduğunuz bir çok aşk kitabını anımsatacaktır.

Kitap 70’li yıllarda, Sibel adında bir kızla birlikte olan zengin aile çocuğu Kemal ‘in akrabalarının kızı olan Füsun’a aşık olmasıyla başlamaktadır.

Füsün’a olan saplantılı aşkı ve ona kavuşma hayalleriyle yaşayan Kemal’in hikayesidir. Kemal’in bu kadar saplantılı olmasının bir diğer nedeni de zamanında Füsun’un kıymetini bilmemiş olmasıdır. Kemal’i kaybeden Füsun, bir bir başkasıyla evlenip aile ve babasıyla birlikte yaşamaya başlar..

[geo-read-more]https://binbirkitap.net/orhan-pamuk-masumiyet-muzesi/[/geo-read-more]

Şah Sultan

sah sultan iskender pala

Tutku… Güzellik… Aşk ve savaş.Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş. Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş. Çaldıran… Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride. Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?
Kızılbaşlık!
Sünnilik!
İktidar hırsı.
Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!
Korku?
Ya o?
Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir. Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir. Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta. Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir. Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.Ve işte bir kez daha aşk! Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.

[geo-post target=”true” id=”3894″ label=”Önerilen Yazı”]

Bu yazıyı değerlendirmek için tıklayın!
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

0
be_enmek
Beğenmek
0
komik
Komik
0
sinirli
Sinirli
0
s_k_c_
Sıkıcı
0
_a_rmak
Şaşırmak
Mutlaka Okumanız Gereken 10 Yerli Roman

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Binbir Kitap ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!